HÜNKARIMŞiirin hikayesini görmek için tıklayın "Sen bana yangın ol efendim, ben sana rüzgâr"
Yok olmuş saatlerin dibinden bakıyorum bitmek tükenmek bilmeyen yokluğuna Kör olan renklerin gelinciğe gülümsediğini görüyorum o anda Topluyorum ortalığa dağılmış harfleri sessizliğin üzerini örtüyorum beyaz bir sayfada. Kırık kanatlı kuşlar üşüse de içimde; Aşılacak dağları arıyorum Amanoslar’da Eriyor aşkın şafağındaki doruk ellerimde Ay ışığı ile örtülüyor kirpiklerim kirpiğine kayboluyorum gözlerindeki bebekte. En uzak mısranın sabahı idik biz sen yoktun ben de yoktum bu aşk başladığında... Göçe kalktığımız yollar bir kaç düş adım ötemizde saz çalardı bam telinde Pergelin ucu battı yüreğimize odak noktası olduk tevekkül penceresinde Koparana kokusunu veren çiçek gibi harmanladık saadeti kucak kucak aynı toprakta.... Eğilip gülümsüyorum bir ipeğe dokunur gibi okşuyorum alnını Ve sevgin ile aramdaki değerli kapıyı yüzlerce kez açıp kapatıyorum. Döküyorum ömrümü su gibi yollarına... Boğazıma takılıyor hasret boğumları Soluğumu tutup aramızda saklıyorum nefes diye... Gaybın perdesi aralanıyor ezan sesinde Sarsılıyor arş-ı azam göğsümüzün üstünde... Bırak şımarsın içimizdeki sızı Hünkarım Kaldıralım bizi büyüklerin ulaşamayacağı yere Savunmasız kalsak da vaktin kurumaz mürekkebinde Yumruk gibi sıkılmış mısralarımız vuruyor damgasını güne... Aşkını hak ediyor taçlandırdığın sol yanım Sultanım dedikçe atıyor yüreğimin nabzı ipeksi bir baş dönmesi sarıyor sevi kozalarını. Ezberini unutmuş bir eylül akşamında... Tüm güzel kelimelerden merdiven yapıp geciken sözcükleri çağırıyorum yanıma. Kalbime sözlü kılıp aşkımı serenat yapıyorum sana. Uzun bir ses çizgisi ile birlikte kesiliyor göbeğimiz Bize değmeden biz kokuyor ellerimiz. Yarın ne kadar geç kalsa da düne Yaslanıp geceye karşılıyoruz sabahı.. Pembe iki güle dönüşüyoruz başımızı koyduğumuz yastıkta Savruluyoruz diz dize yar semtinden gelen rüzgarın sonsuzluğunda Ferda Özsoy |
Yine de gönül ehline, kelam erbabına bizden tebrik etmek düşer
Yüreğin dert görmesin Hocam
Saygı selam ve muhabbetle