GÖNÜL GÖZÜM DEĞDİĞİ AN...
Anlık tedirginliklerim imgelem yüklü seyri âleminde
Yoksun kılındığım mı idi yoksa Miraç bildiğim tam da dokunacakken Uzaklaşan meftun addedilen Aşk yüklü mızrabı gönlün Dalmış da en derine Peyda olmuş o tahakküm bin bir densizlikle. Rabıtası en uzakta Rakım bildiğim o mesafe Gönül gözüm değdiği an aşka Saf tuttuğum ve kıble bildiğim sadece bende saklı Hele ki makamsız bir şarkının nakaratında gizli adın Gizemli bir pervasızlık belki de hak bildiğim Toz konduramadığım en saf halim: Nice gömüt derinde Ve saklı tek ganimet bil ki benimle. Ben ki yol yordam bilmeden ilerlerim El yordamı inan ki eğer ki hissettiysen Sevip de gönül verdiğim. Naif bir düşe geçirmişken tırnaklarımı Kuru gürültü tüm heba olanın yansıttığı görüntü Kuytularda saklanan kaçak göçek bir düş altı üstü Çoktan rehin alınmış bir benlik benimki Sona yürüyen ve solan bir gökkuşağı Siyahın sınır dışı edildiği: Beyaz ve pembe efkârın rengi belki de Geri kalanı, Deme sevgili susma ama yine de fazla ses etme. Durağan bir yüzeyde yüzmeyi ne çok isterdim Ve boğulmadan derinde varmak kıyıya Sığ bilsem de düştüğüm o not kadar kaygan inan Şu yürüdüğüm zemin. Asılsız korkularım var benim Ve zaman zaman katran karası istilası o zihnimin Keşke güllük gülistanlık olsaydı şu fani dünya Ne güzel olurdu sevgiyi yüreğe pelesenk etmek. |