I
Gökyüzü yakındır ,elini uzatsan
………………………..bulutları tutarsın.
Güneş sıcaktır,dikildi mi üstüne
…………………..sanırsın yakacak alev alev.
Kayaları diktir,bir bakarsın çıkılmayacak,
……………………….bir bakarsın inilmeyecek.
Suları soğuktur buz keser içeni,
…………………….hani, karpuz çatlatan derler ya.
Yağdı mı yağmur üstüne üstüne,
………………..kar üstüne üstüne,
hele bir de rüzgar iliklerine kadar…..
Yaz başka, kış başka,
……………..sonbahar başka, bahar bir başka.
Dosttur insanına,halkına,
serttir dışarıdan gelene.
Torostur onun adı uzayıp giden,
……………kimi yeri alabildiğine yeşil,
……………kimi yeri alabildiğine beyaz.
Can verir ovaya akan suyundan,
can alır kendisini anlamayandan.
Yırtıcı kuşları ,çeşit çeşit hayvanları, böcekleri…
Yayları vardır taş yığma evlerden,
yaylalarda insanları,
çobanları keçi sürüleri ardında.
Dağ deyip te geçme,
…………………candır her bir taşın altı,
…………………candır her bir düzlüğü,
…………………ağacı,çiçeği,otu.
Çoğu yerde geçimdir, çoğu yerde sevda,
Toros’u anlatmaya yetmez kelime,
………….yaşamak lazımdır bir kere.
Sert olur dağı,taşı ,havası,
sert olur insanı,aynı zaman da mert,
…………………..elbet namerti de çıkar,
Bizim işimiz yok , namussuzla,kahpeyle.
Kaleleri vardır üç dağın arasında ,150 hane,
ağaçların içine gömülür baharda.
Bir su gelir dağlarından gürleyerek geçer…
Bir yel eser boğazdan, yazın ılık,kışın sert.
Bahçelerde yemişler, çeşmelerde su,
patika da yüklü hayvanlar,
…………………….peşinde kadınlar.
Hiç bitmeyen bir iş,bir uğraştır gider,
………………………….Toros köylerinde.
Köyleri var dağın eteğinde ,150 hane,
akşamüstü oldu mu çeşme başında toplanan,
……………………………………güzel komşu kızlar,
sokaklarda dolaşıp gezen delikanlı erkekler.
…………………………………..delikanlı kızlar Toros
………………………………….delikanlı erkekler Toros.
Köyleri var düzün de ,taşın da,
köylerin de insanları,
……………..“Bu gemi zafere ulaşacak,”
……………….o gemi ki tayfaları çelik,
……………….o gemi ki tayfaları insan ,
………………………………çelik ve insan.
II-
Bir at yağız mı yağız,
bembeyaz alnında siyah yıldız,
ayakları bileklerinden aşağı siyah,
ışıl ışıl gözleri ,gösterişli kuyruğu,
kıpır kıpır duramaz yerinde,
……………ne de olsa oda Toros.
Atın üstünde bir genç 16..17..
İri desen değil “60 kilo”,
uzun desen değil,”170 boyu”,
yakışıklı mı , herkes gibi.
Güçlü mü, gücü yüreğinde.
Hızlı mı, atı Toros ,dedik ya.
Velhasıl o da sıradan bir genç işte.
Bir ana,
bir baba ,
…..üçü kendinden küçük,
…..ikisi büyük kardeş.
Taş bir ev,bir ahır,
az biraz tarla ve koyunlar.
10-15 tavuk, iki inek,bir köpek,
kedi ,fare ve diğerleri…
İçlerinden birisi, yalnız bizimkisi,
biraz asi, biraz dik başlı,
alabildiğine sevimli ve de zeki.
Daha on üç yaşındayken,
yediği tokatın hışmıyla,
dikilip babasının karşına,
……….sallamıştı elinde ki kitabı
(ki bu kitap babasının sakladığı kitaplardan).
Devrim olunca görürsün ,demiş
ve fırlayıp gitmiş.
Ana şaşkın, baba şaşkın.
Baba bakmış önce kitaba, sonra kadına,
o da fırlamış oğlanın peşi sıra, dışarıya…
Neyse uzatmaya gelmez,
uzadıkça uzar, olur roman.
Roman her bir köy,
roman her bir ev,
roman Toros.
Demem o ki dostlar,
………………..yaşam Toros,
………………..roman Toros,
………………..yaşamı romanlaştırma da Toros.
Hikayeler, romanlar yazılacak elbet,
Şiirlerimiz, türkülerimiz dolaşacak
………………………..Toros dağlarını ,
………………………………….köylerini.
Gencinden ihtiyarına yüreklerini….
…………………………..“Bu gemi zafere ulaşacak”,
…………………………….o gemi ki tayfaları çelik,
…………………………….o gemi ki tayfaları insan,
……………………………………………çelik ve insan.
III_
Bir çoban sarp yamaçlarda,
elinde çöte,sırtında kepenek,incesinden,
yamaçlar keçi dolu,keçiler sever yamaçları.
Köpekler çevrelemiş sürüyü,yatmışlar pusuya,
ortalarında bir eşek,sırtında heybe,
……………………..heybenin içi erzak.
Çoban sarp yamaçlarda ,
sabah vakti oturmuş bir taşın üstüne,
sanırsın güneşin doğuşunu seyreder.
Oysa güneş her gün doğar üstüne,
hiç bakmamıştır O,doğan güne.
Ayağın da lastik ayakkabı,
bacağın da kıl pantolon,
elinde külü uzamış sigara,
düşünür derin derin;
yarenlik edecek biri olsa,
şöyle dertten anlayan.
Özlem nedir acep
………………..bu gün,
………………..gelecek nedir.
Dayamış başını çöteye,
……………………dü-şü-nü-yor.
Yamaçlar keçi dolu,ekmek parası,
hiç olmazsa bir kaçı kendinin olsa.
Hele şu kılları uzamış toklu,
………………….nasılda duruyor,
sanki ,bu yamaçlar benim, der gibi.
Oysa ki benim neyim var;
…………………..dört çocuk,bir kadın,
…………………..altı köpek,bir kepenek.
Bizim çobanın adı Toros,
yüreği,bileği,kini,hasreti.
Roman dedik ya,
…………uzayıp gidecek elbet.
Dinlemek başka çobanları,
bilmek gerek, dağı ,taşı,yamacı.
Ne kaderdir, ne de keder dağ başı.
Keder olan yalnızlık ve gelecek.
Kader ise, şiirdir, türküdür.
…………………….“Geleceği yükleyip gemiye,
………………………aşmalı kardaş aşmalı,
……………………...bu dağların ardına taşmalı”.
“Bu gemi zafere ulaşacak”.
o gemi ki tayfaları çelik,
o gemi ki tayfaları insan,
……………çelik ve insan.
IV-
Dağ düzlüklerinde şehirler,
şehirlerde insanlar,
…………….fabrikalar, çiftlikler.
İşçisi de farklıdır Toros’un,
……………………..çiftçisi de.
Fark dediysek, allı pullu ,uzaylı değil elbet.
Bir işçi, işyerinde çalışır, ha çalışır.
Toroslar da fabrika da iş,
-nasip olmaz öyle herkese,
böyle diyerek,
……….çalışır ha çalışır…
………………………………
…………………………………
……………………………………
Irgatlar tarla da ,güneşin altında
………………………çalışır ha çalışır.
Şu makinalar da olmasa
- tuh kan uğrar ekmeğimize.
Bu gidişle yine göründü bize,
……………gurbet, hasret, sefillik, rezillik.
Oysa ki!
………………………..
…………………………..
……………………………..
Oysa ki gurbette “Bu gemi zafere ulaşacak”,
………………………o gemi ki tayfaları çelik,
……………………….o gemi ki tayfaları insan,
………………………………………çelik ve insan,
………………………………………zafere giden.
Deniz engin mavi,
fırtınayla güneşi,
dinecek gözlerim yaşı.
Es rüzgarım güneşe karşı.
……………….“Bu gemi zafere ulaşacak”,
………………..o gemi ki tayfaları çelik,
………………..o gemi ki tayfaları insan,
……………………………….çelik ve insan.
V-
Çımacı,direkçi,kazancı,gözcü Toros,
köylü, çobanı, işçi, ırgat Toros,
Yüklüyor gemiyi,
…………..geminin tayfaları.
Tayfalar inat.
Tayfalar kin.
Gemiciler kölelikten beri ;
aşmalı der ,
………..dağları, ovaları,
………..çılgın dalgaları.
Varmalı der,
…………sakin bir koya,
………….dünya limanına.
Tayfalar geliyor heey!
Tayfalar TOROS.
…………..“Bu gemi zafere ulaşacak”,
…………….bu gemi ki tayfalar çelik,
…………….bu gemi ki tayfalar insan,
……………………………..çelik ve insan.

1999
Havva Kılıç