Ateş Dağı/ SAVRULUP GİDENbana güzel şiirler yaz dedi oradaysan bile mahrumiyetimi ve esaretimi düşündüm teslimiyetim yoktu çünkü yine de şimdi bir aç yırtıcı atmaca kartal şahin fışkırıp gözlerimin mavi yerinden kuşatabilir mi ateş dağının sonsuz yalnızlığını ki haritalar yalancıdır yükseltiler doğru olsa da ille de şiir diyorsun lirik sevda ya da kavga/ uzaksan bile bilmelisin ki buğulu bir beyazlıktır avuçlarımda şiir dimdik mağrur yalnızca kardelenleri söyler ey ateş dağı savrulup giden acımasızlığınla karşımdasın yine serüvenciliğimi ve üç dileğimi aldım yanıma/ duy saç diplerimden düşen gözyaşım tırnak uçlarımdan akan düşlerim ve yüzümden inen esmerliğimle çamurumla/ umudumla görüntüne girdim yine/ duy duy sesimi oysa çigan müziğinde bir gitar ritmine ya da zılgıt bakışlı annenin ağıdına sıkışmış/ yürek izleri… anlatabilir belki büyük ateşin öyküsünü tepeler dağlar ve barut hakkım okunuyor retinamdan ağ tabakam yırtılıyor artık upuzun ve asi bir düzlemdir yandığım alazlar sesime gölgeni düşür büyük dağ yırtılan yerimden kanlar akıyor/ duymuyor musun ateş çocukları ve ay yüzlü kadınlar bilir ki nasıl yanar yarına/ çığlık çığlığa bir ufkun kızıllığı sesime direncini düşür ulu ateş vurulan yerimden şiirlerim düşüyor fabrika yitikleri ve vardiya ölüleri ve ırgatlar ve pamuk esirleri ölü hayat mahkumları varoş suskunları düşüyor/ duymuyor musun ki adı yok onların ama aynı ezgiyi haykırıyorlar yoksulluğuna doğru sesime sesini düşür ey ateş dağı suskun yerimden çığlıklarım düşüyor anılarım düşüyor esaretim ve tüm iyi niyetlerim düşüyor hayatım düşüyor ben düşüyorum/ görmüyor musun görmüyor musun görmüyor musun… görmüyor musun Ali K. TANYILDIZ |
bugulu bir beyazlık
ateş çocuklarını
zılgıt bakışlı annenin ağıdını taşır
ne denir ki sana şair
yıllara saklanacak
ateş dağı gibi kocaman yürekli şiiir bu
sağol varol emi
sevgiyle
yıllara saklanacak