Kelebek… Yara… Şehirbarınaktı gece kendini örtemeyen bestesinden kayıp düşmüş sürtük bir şarkı… öyle diyordu bütün falcılar bütün hikayeciler bunu anlatıyordu oysa ben dünyanın orta yerinde ağlayan utangaç bir ney nefesiyim… bir bulut çektim, yüz fırtına üfledim şehre bir zaman potasında eriyen, kederli bir küfürdü bütün sokakları/ falcılar vurulmuştu yarasına dokunsam şarap tükürürdü darbuka söylerdi ustura çekerdi yalnızlığın tenine/ hikayeciler tutuklanmıştı kederine yapışsam sevmekten gebermiş bir kızın kaderiydi şehir/ köprüler yanmıştı ortaya yazılmış ortalama şiirler yabana firar kendi alfabesine sürgün ömürsüz öyküler hep giden hiç gelmeyen sergileri teğet geçmiş solgun resimlerdi şehir kimliğini şaşırdı bazen kime baksa o… kimi atsa ciğerinden cinayet sebebi… şimdi uzat ellerini ey İstanbul… duy sesimi… artık o haşmetli koynunda onulmaz yaralarımla ben hangi kozaya kelebek doğurayım… hangi masalın kuyusunda boğulayım gayrı bin şiir sıksam da şu beynime iflah olmaz kalemim… Ali K. Tanyıldız FOTOĞRAF: Nuri Bilge Ceylan |
İmgelerle yoğrulmuş hüzün ve aşk olmuş tuzu biberi
Usta işi şiir
Kalem var ola
Sevgiyle...Şirlerle kalın