volkanın patladığı yerde suyun kaynağı doğuyordu birinin soğuduğu yerden diğeri akmaya başlıyordu damla yağmura ateş hasrete dönüşüyor kor yüreğe düşüyor üşüyor insan
ve insan nereye gitse doğduğu topraktan ölümle sevişmeye aynı yere gelecek çünkü özde toprak ana gibi sevecek toprak insana hasret bekleyecek insan kendi toprağına
bir anne sessiz sessiz ağlayacak kimsesiz diyarlara yağmur yağacak
düşün ki sevdiklerinden doğduğun topraklardan çok uzaklarda bir yerdesin akşam olur kapanırsın dört duvarına... konuşursun.. ....................anlatırsın.. ................................bağırırsın.. ............................................ağlarsın... sesin yankısını yitirir duvarlarda... halini bir soran, sesini bir duyan olmaz kıvrılıp yüreğinin içine büzülürsün bir köşede kanar için... geldiğin yerler gelip çakılır aklına toprak kokusu kesif mezar korkusuna karışır...
bir an gelir seversin ölümüne düşünmek bile zordur... kaybetmek istemezsin tutunmak istersin sıkıca ama korkarsın bir yandan düşünürsün.. ............acıyla yürürsün.. .....................düşünür üzülürsün.. ....................................üzülür yağmur olursun... acılar ki, zemheri kadar karlı, uzak bir yol gibi uzun kimseler görmesin diye gözüne gizli damlar yalnızlık kimseler duymasın diye bir karanlığa gömersin sesini toprağa bakar yüzün başını eğmiştir kör olası hüzün
unutur yollar seni, unutur muhabbet kuşun bir ses ararsın, sesine eş ararsın sesin havada kalır gözlerin tavanda sözlerin duvara asılı çaresiz kalır uzun ince bir ah gibi, bir sızı gelip kalbine saplanır
ne kadar sevgi varsa kanar içinde işte o zaman, ne kadar özlem varsa yanar... oturup ağlamak istersin şöyle bağıra bağıra kurumuş gibi akmaz bir damla yaş gözlerinde...
yüreğinin ağladığını hissedersin o an, yüreğinle beraber geçmişin de ağlar içinde...
hayat ki, anlatamazsın derdini kimselere hep içine atarsın dehşetli dalgalarda yolunu yitirmiş bir gemi gibi kalakalırsın tanımadığın denizlerin ortasında şaşkın bitkin bir o kadar da yorgun ve çaresiz...
maviyi unutursun unutursun içindeki ışıkların beyazlığını bütün renkler siyaha çalmıştır artık dalgın dalgın bakarsın sulara...
umut yaralı bir kuş olmuş, uçmuş elinden ayrılık sözleri su olup sızı sızı akar dilinden içindeki bütün pınarlar kanamaya başlamıştır... kar yanığı bir gecedir zaman artık, kahrolası sokakta
kanadı kırık yavru bir kuş gibi sığınacak bir dal ararsın...
ve hayat ki sessizce solarsın bir hazan yaprağı gibi gözünün önünden çocukluğun geçer ilk gençliğin geçer yıl yıl...
gömülürsün karanlığın en derin dehlizlerine hüzün kokar rıhtımlar, yalnızlık kokar... bir nehir gibi süzülerek yağmur sularına karışır çıkıp bir dağ başına haykırmak geçer içindeki ateşi, yankılı kayalara... sesin paramparça yüreğin kan revan ...
bazen suskunluğa kanarsın bazen de üzülürsün yanarsın bazen mutlu olmaktan kaçarsın bazen de isyan eder oyunda çıkarsın
bazen değer verirsin birine ama bazende onun değersizliğine verdiğin değerden utanırsın.. bazen konuşmak, dertleşmek istersin biriyle ama bazende insanların iki yüzlülüğü gelir aklına susarsın...
hayat budur işte... yaşarsın böyle yaşayabildiğin kadar...
anlarsın ki birine verebileceğin en büyük acı aşık olmadığın birini kendine aşık etmektir
bilirsin ki hiçbir kötülük, kimsenin yanına kar kalmaz hiçbir iyilik de cezasız kalmaz...
"mutluluk nedir?"diye sor bir kediye, ciğer mi der sence? mutluluk sıcacık bir kucakta sevilmektir" diyecek bence.."
ve hayat ciğercinin bencil kedisine döndü sen gelince
kısa bir öyküdür hayat gidenlerin ardınca baktığımız kısa bir türkü de nakarat upuzun acılara ağıtlar yaktığımız...
öyküsü de biter bir gün, kendisi de acıları da biter, mutlulukları da bir gün sadece bir masal kalır anlatılır kalu belada...
ölüm kısrağının boynuna sıkı sıkı sarıldım oysa toprağımda yalın ayak koşmak isterdim! yaşamak bir türküdür dillerde filizlenen ve bir sevdadır her seferinde toprağa düşen!
mum gibi söndü aymaz kelimelerim sustum ! suskunluğum.. susturana armağan olsun toprak olsun mutluluk maviçocukaşk olsun...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
hayat şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
hayat şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
unutur yollar seni, unutur muhabbet kuşun bir ses ararsın, sesine eş ararsın sesin havada kalır gözlerin tavanda sözlerin duvara asılı çaresiz kalır uzun ince bir ah gibi, bir sızı gelip kalbine saplanır ::::::::::::::::::COK GUZEL SIIRLERINIZ VAR TEBRIK EDERIM DEGERLI KALEMINIZI
ölüm kısrağının boynuna sıkı sıkı sarıldım oysa toprağımda yalınayak koşmak isterdim! yaşamak bir türküdür dillerde filizlenen ve bir sevdadır her seferinde toprağa düşen!
mum gibi söndüm aymaz kelimelerim sustum ! suskunluğum.. susturana armağan olsun toprak olsun mutluluk mavi çocuk aşk olsun... Çok güzeldi tebrikler
ne kadar sevgi varsa kanar içinde işte o zaman, ne kadar özlem varsa yanar... oturup ağlamak istersin şöyle bağıra bağıra kurumuş gibi akmaz bir damla yaş gözlerinde... tebrikler üstat..................................
Emeğine
Sağlık
Selam Sabır ve Dua ile...