Faşizan bir sevmek bu! Bütün hücrelerim işgal altındayken “Çimdik atsın birileri bana” desem de nafile Hissetmezken etim bile kemiğimi Yerçekimine aykırıyken ayaklarım Bir boşlukta savrulurken varlığım Gittin! Her yerimi kanatarak!
Indila’nın o içe dokunan sesiyle “Dernière Danse” şarkısı kulaklarımda
“J’ai beau trimer, sans toi ma vie n’est qu’un décor qui brille, vide de sens” (Deneyebileceğim kadar deniyorum, sensiz hayatım yalnızca anlamsız parıltılı bir dekor)
Kaç kere sardı bu parça başa bilmiyorum!
Sabah penceremi açtığımda Islak toprak kokusu çarptı suratıma Nikotinin geceden kalma zehirli kokusunu Soludum hızlı hızlı ağzımdan dışarıya
Önce ağaçlara Sonra üstlerindeki kuşlara baktım Yineledim dilimdeki Akşamdan kalma yarım şarkıyı…
Tekrarı yoktur hayatın filmler gibi Ama hep film tadında yaşanır Aşkın da tekrarı yoktur Hep ölecekmiş gibi yaşarsın Ya da hep ölümden dönersin Ancak, bir kez ölürsün! İşte bu yüzden diyorum;
Gül kokuşlu bir ayrılık bu Sinemde leylak yarası Martı çığlığı Yağmur kokusu Tam bir hanım’eli sevdası Biliyorum geleceksin! Yoksa böyle dönmezdi başım…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Hanım'eli Sevdası şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Hanım'eli Sevdası şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Sevgiler.