DESTÂN-I MESTÂNAtımız da vardı, İtimiz de vardı. Otumuz da vardı, Etimiz de vardı. Ata, eti verdik, İte, otu verdik; Şimdi, Atımız da yok, İtimiz de yok, Otumuz da yok, Etimiz de yok... Sonra da oturup ağladık ’Bu yıl yağmur yağmadı, İşler çok kesat’ diye... Bağımız tarlamız vardı, Yanında deremiz vardı, Dereden su alırdık, Tarladan ürün. Dere yatağına kaçak ev yaptık, Yağmur yağdı, Dere taştı; Sel oldu. Şimdi, Tarla da yok, Dere de yok, Ürün de yok Ev de yok... Oturduk, ağladık; ’Bu yıl yağmur yağdı, Afet oldu, Evsiz kaldık’ diye... Piknikte orman yaktık, suçu ateşe attık, Tarlada verim düştü, suçu güneşe attık Futbolda mağlup olduk, suçu güreşe attık; Biz, hiç suçlu olmadık, Hep, ’Huzûr içinde’ yattık... Eş, dost, bizim partiden dedik, Ahbap- çavuş kolladık, Her işin başına Anlamayan birilerini yolladık; Sonunda böyle gelişti işler, Fena çuvalladık. Demokrasimiz vardı, Onunla çok övündük. Önce Başbakan astık, Sonra dövündük. Zamanla, daha sevdik demokrasiyi, İktidarın nimetlerine alıştık, Hepimiz, ucundan kıyısından Ne bulduysak, atıştırdık Ve kutsamak için demokrasiyi Meclisin tavanına çiğ köfte yapıştırdık. Bir de ordumuz vardı, Gerçi, her durumdan vazife çıkartırdı Ama, taş gibiydi, sağlamdı bence, Toz kondurmazdık ona ’Ergenekon’dan önce Onun da en tepesindekine ’Terör lideri’ dedik, Ordumuzu ’Terör Örgütü’ yerine koyduk, Saye-i âlilerinde Vallahi bunu da duyduk. ’Adalet, Mülkün Temeli’ derdik, Onu kutsal bilirdik. Ricâl-i Devlet’e hizmet ettikçe yüz buldu, Adalet de paralel oldu. Adalet paralelli, Emniyet paralelli, Ooh, tralelli, tralelli.... Meğer, çok safmış başımızdakiler kandırılmışlar, İnandırılmışlar, sonuna kadar, Ucu kendilerine dokunana kadar... Yıllar yılı biz terörsüz yaşardık, Bütün bunları, terörsüz başardık. Sonunda memleketi bu hale getirdik, Teröre ne lüzum var, Her değerimizi, biz kendimiz bitirdik... Ünal Beşkese :::::::::::::::::::::::::::::::::. Mestân.....:mest, sarhoş olan/lar |