ÖLÜM DÜŞMEDEN ÖNCE GÖZLERİME...
Fıtratımda yok baba;
Sondan ibaret iken kıyısı ömrün Hele ki hükmederken hüzün. Kaygılıyım ve dağınık ve hepten silik Gözümde kalan o son resim. Üşüsem de yok örten üstümü Kırık kolum kanadım gittiğinden beri. Tıkış tıkış yüreğim Afaki sevgilerle Muzdaripim bir o kadar vasıfsız kimliklerle. Tokuşurken ince belli bardaklar Nasıl da hükmediyor şu melun anılar. Sevi dilini yitirdim yitireli Konuşlandığım hüznün rahminde: Doğmaksa her gün yeniden Hani neredesin sen… Kızgınım, öfkeli, çaresiz Zengin olsa da gönlüm Kıyısında yürüdüğüm o sessizlik Yok mu ki beni esir alan, Sona gelmek olsa keşke eldeki son derman. Sancılı imgeler Belirsiz inan ki tabi olduğum kareler Kararsızım hele ki yürürken arasında Tüm o gel-gitler… Dilim lal, bilsem keşke Ne gelir elden. Gözlerim örtülü Üzerime serpilmiş adeta ölü toprağı. Kımıltıları kalbin en can yakan, Hesapsızca insanların kınından çıkardığı Onca yalan. Belirsizliğin rotasını çizemezken, Bir mecranın kundaklanmış yalnızlığında Harala gürele devinirken zaman, Adsız mekânların göreceliğinde Belki dünün izdüşümünde Hızlanırken soluklarım Tüm muhalif düşüngeçlerin nihai yergisi belki de İz bırakan o tahakküm gücünün İdrakini kabullenmekte yaşadığım ikilem. Paye verilmiş düşlerin, Sona gelmediğim yolculukların Güvertede asılı kalmış son kancasına Takılı kalmış iken Reva görülen o sorgusuz misilleme Peyder pey yükselirken Boyutsuzluğun sancısı Yüreğin iklimlerinde salınıp durur Benliğin o garip sarkacı Tüm algılamaya inat bihaber andan, Yarına meyilli gece alabildiğine Karanlığın hükmü verilmiş inan ki Ölüm düşmeden önce gözlerime. |
Özlem Demirkaya &*.*&