Yalnızlığın Oğlu
Adım adım gittim sensizliğin bedenine
Süzüle süzüle uçtum nedensizliğin ucuna Göremedim gülüşlerini Bakamadım ateşten yüzüne Yakarsın diye beni Ağlayamadım yanında Gözyaşlarımı bitirirsin diye Sararmış saçlarına dokunamadım Bir umut daha verirsin diye Sonsuzun ucumu yoksa diye düşündüm işte o an Yoksa bedenimin son zerresinde miydim Ya da nedensiz çekip gitmenin acısı mıydı bu? Ne anlarımki ben sevgiden Ne bilirimki birini sevmeyi Ne gördümkü mutluluğa dahil Yada ne verebildim ki çiçeğime Susuz kaldı o çiçek Büyümedi yerinde Hep mutusuz oldu orda Bakılmaya muhtaç, sevgiden yoksun kaldı Sevgisiz bir hayvanın çiçeğiydi o Yalnızlığın pençesindeki adamındı o çiçek Bir hiçin gemisindeki dümenin Üstündeki çiçekti o Anlamsızlığı iyi bilen birinindi o çiçek Ve…. İşte gidiyorum dedi Bırakıyorum herşeyi burda Karanlığın içinde gömülü kal Yalnızlığı dost bil kendine Görünme ama hep gör Gölge ol her anımda Ama gerçek olma Bitmeyen sızıların kutusu ol Kalpsizliğin simgesi ol Açlığın kendisi Ve mutsuzluğun kelimesi ol dedi o çiçek Ne dese haklıydı sanki Ne yapsa doğruydu belkide Lakin vardı ya o adam Güzellik seninle olsun Sefalet uzak dursun senden Karanlık geldiğinde güneş üstünde olsun Yalnız kaldığında dostların olsun yanında Simgesi ol mutluluğun Görünür ol ama beni görme dedi o adam Ne de vefalı idi o adam Nede iyi bi kalbi vardı Ne yumuşak gönüllüydü Ama yalnızdı Siyah onun evi Yalnızlık onun dostuydu Tek arkadaşı buydu Ne yapabilirdi ki Bir hiçin ta kendisiydi kendince Sessiz sesleri duyan tek insandı Hissedilemeyecek acıları çeken tek adamdı o Gözlerinde mutsuzluk çıkaran tek kişi Eksik Bitik Harap Çökmüş Ve Bütün siyah kelimelerin kendisiydi o adam O Yalnızlığın oğluydu… SELÇUK İLHAN AYDI SUSKUN SESLER |