Kaçda Gel
Gelin size anlatayım bir kaç ayrıntıyı,
Çorak topraklar bulamazsın bir akıntıyı. Öyleleri varki ikrâm etmez bir kırıntıyı, Açsan ekmeğini Amasya dan alda gel. Nedense köy demeye dilim varmıyor, Suyunda mı, insanın karnı doymuyor, Işık yok karanlık,ay bile doğmuyor Eğer uğrarsan panasu, feneri alda gel. Atla eşekle gidiyorlar değirmene, Söğütten sepet örüyorlar, hepsi çingene. Yoğurt mayalamışlar kalaysız lengere. Soyarlar seni, yan yoldan kaçda gel. Evleri dört duvar sıvasız kerpiçten, Korkmazsan yat, akrepten bitten, Yüzleri solmuş açlıktan hararetten, Kaşınmak istemezsen ilaçını alda gel. Geceleyin kaşın, gündüzleri tıksır, Açsanda toksanda ye ha babam kısır. El ayak olmuş kapkara nasır, Hoplar zıplar çekirgeler, kaçda gel. Anlattıklarım aramızda kalsın sır, Bizim bahçede olur sütlü mısır. Halı kilim yok, serdikleri yırtık hasır. Bari yatağı yorganı sırtlanda gel. Dilbeek / Brüksel 2005 Ali Kılıç Kakiz |
yazan elleriniz, yazdıran yüreğiniz varolsun.
selam yüreğinize selam size.
selam olsun ilham denizinden esintiler getiren dizelerinize
saygılarımla