Aşkında Tutsak Kaldım Azat Et SevgilimŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bir birini seven iki kişinin mecburi ayrılığı
Umarsızca çıktığım bu yolda;
Varsın otobüs nereye götürürse götürsün beni... Ama her yol sen, her gidiş sen, her varış sen ,sen, sen ..... Her sokak lambası geçişinde evet diyorum; Bir adım daha yaklaştım Ve her adımda kalbim yeni doğmuş bir kuş gibi çırpınıyor. Belli ki sahibinin kokusunu hissetmiş... Bitmek bilmeyen bu yollarda, Sokak lambalarını sayıyorum şimdi sevgilim; 1, 2, 3, 100, 200, 10000... Azalıyor sokak lambaları, Azaldıkça sana yaklaşıyorum Ve yaklaştıkça nefesini nefesimde hissediyorum. Ey sevdası güzel yârim Senin soluduğun havada sarhoş oluyorum. Şimdi güneşin tan vakti; Dizlerim titriyor, Kalbim sıkışıyor, Nefesim kesiliyor. Çaresiz bir hastalık bu; Dert belli, derman belli ama dert var dermanım yok... Sen bir doğa harikasısın; eşi benzeri olmayan. Dağların arasında ulaşılmayan bir Karagöl’sün Ve usta ellerden çıkma tablosun sadece izlenilen... Ey gözleri güneş sevgilim; Güneşini kaybetmiş gece gibi seni arıyorum dağların arasında... Katil uçurumların, cellât derelerinden geçiyorum. Her yer yeşil, her yer çiçek, her yer sen kokuyor... Belki de sensin: Bu dağlardan, çiçeklerden başka hiçbir şeyi olmayan şehre olan tutkunluğum. Çünkü sen aşksın. Sana ait ne varsa her şey bana aşk, Seni hatırlatan ne varsa her şeye tutkunum. Çünkü ben sana hasret, sana âşık, sana vurgunum... Şimdi seni arıyorum bu memlekette: Dağları aşıyorum, Vadileri geçiyorum Ve kayboluyorum bu ormanlarda. Zira yoksun... Yokluğun bu şehirde olmaman değil Yokluğun yanımda olmamandan Ey sevdası bende saklı kalan. Bakışı dağ, gülüşü güneş, aşkı ömür sevgilim; Yüreğim aşkının, ben ise senin esirinim. Azat et, et de sevdanın yokuşlarında özgür kalsın Bedenim de, avuçlarının arasındaki yüreğimde. |
kulaklarımın pası silindi telefondan yazınca az yazabiliyorum yoksa neler yazacagım