bir de ben gülebilsem
Gülebilsem
Gece sarıp sarmaladığında günü, Başlar evimde vuslat düğünü. Önce şavkın vurur pencereme; Dalgalanır, coşarım. Açmak için perdeyi, Hemen cama koşarım. Süzülüp gelir, sararsın beni, Sevda çöllerine atarsın beni, Hasretin narı yetmezmiş gibi, Bakar gözlerime, yakarsın beni. Alıp dizlerine yorgun başımı, Bir elinle silerken gözüm yaşını, Diğer elinle okşayıp da saçımı, Uyku deryasına salarsın beni. Sabah olup uyandığımda, Seni arar gözlerim. Seslenirim cevap gelmez, Boşa düşer sözlerim. Neden erken gittiğini, Niçin veda etmediğini? Hiç çözemedim. Oysa bir sabah, sadece bir sabah; Bu kadar erken gitmesen! Sen uykunun kollarında, Peri masalındaki güzel gibi uyurken, Ben sessizce kalksam, Önce seyretsem doyasıya; Ve sonra Bir buse kondurup alnına, Fısıldasam kulağına. Sadece ama sade bir sabah, Görebilsem; Hayal görüyorsun diye gülenlere, Bir de ben gülebilsem. |