Çarliston
Yürür avare, bilmeden ne istediğini,
Yıkamıştır aklındaki bir ton düşünceyi İçmiş, içmiş; en sonunda diplemiş şişeyi Görür sağ köşede, tarumar olmuş serveti.. Ön kapısı devasa bir saraydı gördüğü, Arka kapısı da bir o kadar küçük ve dar Lakin her gelen misafire vermeye hazır Açık her iki kapısı da ardına kadar... Asla aç kalmaz bu saraya her giren kişi, En üst kata çıkıp tüketir sivri biberi Biber ki yakar ve susatır, sanki bir zehir Yaksa da, yiyenin yedikçe yiyesi gelir. Sarayın alt katı adeta boza ambarı Bu boza başka boza; beyaz, kaygan ve tatlı Daldırırsan çarlistonu, yersen iştahla eğer O anda unutursun nerede olduğunu Aç ve açıktaysan, davetlisin bu saraya Darmadağın etmişler, serbesttir giriş çıkış Tüm leziz yemekleri tüketmiş olsalar da Elde kalan, sivri biber, çarliston ve boza.. Nazlı Çelebi |