Gül
gül bahçesindeki güller içinde
bir gül gülümsüyor öylece gül ki asil, elif gibi dimdik boyun eğmez onu koparan her ele Gülün beklediği el başkaydı gül o ele koparılmaya razıydı hevesliydi elin gövdesine değmesine arzuluydu dikenlerini saplamaya ele iştahlıydı dikenlerini sapladığı narin elden akan kanı yudum yudum içmeğe el yaklaştı gülüne avuçladı gülün dikenli gövdesini sıktı iyice avucunu parmaklarından süzülen taze kan umurunda olmadan el çekti gülü kendine doğru gülün yüreği yerinden oynadı kökleri kesildi topraktan başı döndü semada süzülürken elinin elinde el söktü gülü topraktan kökünü kazıdı dikenli çiçeğin kaldırdı onu semaya aldı götürdü uzaklara el şişe oldu doldu suyla şişenin ucu aç açıkta, el koydu gülü şişeye yavaşça gül kana kana içti şişenin suyundan şişe kavuştu gülüne gül kavuştu şişesine birlikte içiyorlar hayat veren suyu güle ve şişeye... |