Vuslat
Düşler aleminde tanıdığım düşümle
Düş gibi olsun bedenimizin vuslatı Hasretini çekeyim derinden öteye Özlem ile dolayım iliğime kadar Gülüşü geldiğinde gözümün önüne Titresin içim, hoplatayım yüreğimi Bekleyeyim sabır ile can askerimi Elinde tüfek ile talip mabedime Erim çekiversin Nazlı’sının nazını Atıversin içine tutarsızlığını Yaklaştığında vuslat günün gelişi Bayram etsin tüfeği ve uzun mızrağı Geliversin sevdiğinin yanı başına Otursun karşısında elinde kahveyle Sevdası tutar onun yumuşak elini Götürür kimselerin olmadığı yere Sahiden oluverir samanlıklar seyran Bedenler olsa da firak, gönüller hayran Mest oluruz bir köşede, gözümüz duman Tamamlarız birbirimizin noksanını Ağzına kadar dolu balın kutusuna Ucu geniş uzunca bir kaşık daldırıp Gelen tatlı balı yedikçe kaşık kaşık Bakışımız bulanır, biter nefesimiz Tatlı balı yedikten hemen sonrasında Bir gemi yanaşır özlem dolu limana Geminin ucu dokunuverir rıhtıma Sarsılır rıhtım, geminin her darbesinde İşte beraberce bineriz o gemiye Balın sarhoşluğu üzerimizde iken Sarıp sarmalarız tenimizi güzelce Uzaklara sürünürüz suyun üstünde |