bu yürek/...
Bu yürekte gece yoktu hiç batmazdı güneş
Şafak sökmezdi bu yürekte gece gündüze eş Bu yürekte bahar vardı, her mevsim diriliş busesi Rüzgâr fısıldayarak konuşurdu, incitmezdi nefesi Bu yürekte billur bir özlemdi gizemliydi her bakış Kalplerde dolaşırdı ılık bir rüzgâr, uğramazdı hiç kış Bu yürekte kesilmezdi iç fırtınalarım ve soluğum Dövülen hep sahilimdi dalgalar boğum boğum Gülümserdi her şey sana ölüm ötesiydi hayat Meyveler dalından sarkar dile gelirdi nebatat Her şey bakardı gözüne her zerre işler yüreğine Kiminin yüreği yetkindir kiminin yansır kalemine Beni anlatır her cümlem hayattan ötelere vuslat Her cümle yıkılmaz kale her gönülde bir murat Ne yana baksan ülfet kalbe dokunan bir sevgi Abı hayat bestesiyle yüzlerde belirir gül rengi Bir damladan gözyaşım vardı ruhuma içirecek Yusuf kokusu gibi bahar, elbet buralara gelecek Yeşersin manevi tohumlar, gönül tarlalarımızda Belirsin nebevi imzası, hüzün çizgileri alnımızda Sevmek bizde sanattır, gönül havariliği değil Kalp sır beldesi Allah evi, değerini öylece bil Biz yolcuyuz ahiret yurduna talibiz uhrevi lezzetlere Toplumu düşünmeyen vicdan ölü, girmek gerek gönüllere Atalım gaflet yorganını bakalım sonsuz ufuklara Açalım gönül iklimimizi mana ruhlu soluklara Her omuzda aşka kanatları, ruhun özüyle kaim Gül rengi şafaklarda güzel, güller açsın her daim Bu yürekte; korku ve ümit arasında gidip gelen heyecan Didârı ilahiye ‘ye kavuşmayı umar, canı yaratana bu can Yusuf Erdoğan |