kendimle hasbıhal
Kimseyle yarışta değilim, öyle bir lüksüm yok
Kendin gibi olmak varken,başkasımı gerek yok Eğilmedim dik durdum,kendi ayaklarım üzerine İnanmak bir duruştur, yansır insanın kimliğine Hayat; ömür boyu bir davanın, taşınan ideali Şerefle bitirilmesi gereken,en ağır bir imtihandır Meyve vermeyen bir ağacın, dünyevi odun hali Bir kıvılcıma yenik düşer, bitirir işini tandır Kimseye özenmedim, bu benim doğal halim Özgün kişilik karakteri, hür inançla şekillenir İnsanı kalıba sokar, faktördür edep ve talim Yürek hamurunda ne varsa,insan onunla hallenir Gülümseyen bir sevgiye selam veren kelebek Raks eder sevgiliye teslim olur, kavuşur Annesinden sevgi bekler, ilgi ister bir bebek Tırmanır hayat merdivenini, kendisiyle buluşur işte;insanlık sürecinde beste yapar nağmeler Özlem duyar ötelere,ideal aşka kavuşmak için Ama, hikmete talip olmayan yivi silik fareler Beslenecek delik arar, dünyalık menfaat için Gözlerde kurumuş yaş pınarı, demir atmışsın dünyaya İstemez misin, bu kurak iklimden kurtulmak için çaba ? Sonsuz iklimi de ötelemişsin, gemi bindirmiş karaya Kendimize vefasızlık değil mi? bile bile düşmek girdaba! Yüreğimde sahra var, uçsuz bucaksız kum taneleri İçimizde alevli bir kor , zerresi dokundukça yakıyor Etrafımda dolaşan insanlar var,türlü türlü gayeleri Her taraf yangın yeri ama,gözler anlamsızca bakıyor De ki;çöle dönmüş gönüllere bir katre nefes gerek Değil mi ki; ruh dünyası bahar iklimine teşne Gözden yürüyen bir damla, aşkın terennümü demek Sonsuza ayarlı sesle nefeslen, kalp boğulmasın hüzne Yusuf Erdoğan |
Dua ile esen kalınız.