KİLİMDEKİ NAKIŞ GİBİ
Kolay değil özgür bir yaşam.
Çorak coğrafyamızı unutmuştu yağmurlar. Zulmü insanların ironik düşüncelerinden yağdırdı . Aynalar ne olur bakmayın bana öyle Şuursuz gölgelerin izlerinden geldim . Hercai menekşeler diyarından geldim Vatanımı gözlerimde özgürleştirdim Batarken gün denize , Meçhulde kaybolan akşamlardan geldim, Gurbete; Ben dalgasız sinsi nehirlerin sularından geldim. İnsana değeri ,insan gibi yaşamayı yaban ellerde gördüm . Kıskanmayın siz aynalar. Sizde ne sırlar var sizinde geçmişiniz de ne acılar var . Sizileride biliyorum aynalar . Fırınların dili olsa haykırsa bir Şu koca taşlardan yapılmış tarihi binalar tek tek yıkılır acının çığlığından . Eski kampların gaz odaları işkencelere tanık. Aynalar sizde ne sırlar saklı bilirim . Yağmur yerine tarihe kül yağdırdı bulutlar. Ondandır bu şehirde bulutlar hep sessiz şimşeksiz ağlar . Kolay değildi özgür bir yaşam . Bedeller ödendi bu küf kokan kente.. ############################## Gecenin saçlarından tutunur du yakarışlar Ağlardı gökkubbede melekler , Yardım edemezdi uzanamazdı elleri çünkü kardeştiler . Bedeller ödenmeden kırılmaz ki prangalar . Bir gün kendi dile gelir ,kör kuyular karanlık zindanlar . Ödetir dünya yapılan onca zulümleri mutlaka Ödetir tarih yaprak yaprak düşünce takvimler , Ödetir yapılan onca haksızlığı zulmü kendi içinde zaman . Gelincik giyinir zilan deresi ,rüzgar utanır ıslığını yutar susar . Yasak ıslığı bilmezsiniz ıslığın dili varmış sonradan bildim yasakmış. Ve siz benliğini kişiliğini kaybedenler rüzgardan utanacaksınız . Kırılan onca kalem göz altında kaybedilen canlar için Özgürlük uğruna dağlara yürüdü çocuk yaşta eşkiyalık . Sebepsiz yakılan canlar vardı . Sürgünde yaşamlar vardı. Aydınlar ( rewşen-bir lerin kırdılar kalemlerini Tandırlarda yakılıp yok olan kültürler nasıl toplanacak.? Kaç gecenin şafağında asıldı dar ağacına körpe fidanlar. Analar saçını başını yoldu kendini yollara vurdu . Adları cumartesi oldu ,haberiniz var mı? Kimisi evlatlarının İzlerini bile bulamadı yok . Bir mezar taşları bile yok çocuklarının. Doya doya sahiplenip evlatlarına bakıp ağlayamadılar analar. Acının en zehrini kaburgasında sakladılar ,babalar Üstüne üstlük işkencenin alasına reva görüldüler. Uykuda gecenin bir saatinde kapılara tekme sesiyle irkildi çocuklar Gözlerine resmedildi çaresizliğin sessiz haykırışı. Gecenin koynunda sırra kadem/di götürülen canlar ,biliyorlardı. Şiirleri yasak mektupları yasak düşünce özgürlüğü yasak . Taş duvarların ardında yasak ağıtlar bestelendi . İşkenceden kaldıysa tırnakları , Karanlıkta soğuk kanlı duvarlara yazdılar şiirlerini İşkenceler altında dillerine mim çekip, Kirli mahpus duvarlarına gömüldüler . Sağ kalan o çocuklar ; İnsanca bir yaşam için karınca misalı çoğaldılar . Özgür dağlarda söylediler yasak şiirlerini . Rumca , kürtçe süryanice , Ve toprak krizantem açtı gecenin kirli gözlerinden Yapılan zulümden bir gün tarih utanacaktır. Korkular saldığınız onca kadın ve çocuklardan af dileyeceksiniz. Hangi din ve mezhepten olursa olsun insanca özgür bir yaşam için . Kardeşleri birbirine düşman eden, toplumlar kendi kanınız boğacak sizi. Mezopotamya bağdaş kurup emzirir memesinde yaralarını kardeşçe. Göğün mavisi gecenin karası varsın tercüme etsin meleklere . Güzel yarınlara güvercin kanadıyla sevgi kardeşlik taşır cennettin çocukları . Belki gün olur (rewşen bir ) ve yazar birler bir olur kalemiyle kırarlar zulmün kollarını , Korku ve tedirginliği atarlar yüreklerden.. Elele kardeşliği dokurlar , Kilimdeki nakış gibi yüreklere ,gözlere ses verip kardeşliği işleriz . Sevgi olur , renk renk gül olur. Bizler basmaya kıyamadığımız anaların yüreğiyle dokuduğu sessiz kilim gibiyiz . Bir birimize Amed gibi aşk gibi Sevgiyle dostça yüreklerimizle bakıp sileriz acıları sayfalardan . Silinir belki bir bir tüm olanlar belleklerden .. nurcan |
Yüreğine sağlık kalemin daim olsun .
SAYGILAR HOCAM