MEPHİSTOSıcak. Eldivenin kendini ele verdiği Temmuz donmuş suretlerin buzdan ve bulutlardan kırılan ve cinayeti tasvirleyen aynalardan ölüleri kendi meşguliyeti içinde betimleyen bedevilerin elsiz ayaksız hatta omurgasız tek hücreli seslerden uğultu toplayan sürgün şiirlerin dediği gibi nerde kalmıştık... Zamanın bir yerinden yazıyorum, Paulo Coelho’nun, suya bıraktığı yedinci sözcükten kumdan kefenden kefrenden ücünü pramidin beşinci duvarından kırmızı şifreden nerde kalmıştık, häla orda mı tanrının unuttuğu onuncu kent Uzun bir kullanma tarihi, insanın manifestosun da, ötekinin külüne dökülen iskeletlerin elsiz dilsiz mazeret siz’ yüzün gözlere akan ısır kan dişlere zehrin ve cesetsiz türbelerin etrafında dikey dönen yer kürenin kaderi diye, diye, nerde kalmıştık gölgesi beyaz sevgili... Bir mevsim dolusu ruh vurdu karaya’ failin parmak izlerini silmiş tanrılar erimiş eterden ve ölü kelebeklerden anladım beynin izetoplarında tarifle’ proton sayıları aynı (p.s= A.N), nötron sayısı + proton ... Eksik ve yarım her kurgu’ nerden baksam bir harita kanıyor iç evrende Atlantisten bozulan atomların kütlesine eşit ölüyoruz ya nerde kalmıştık.... CC_ |