Erenler Nidası
Feza cümle cefasıyla mı gelmiş
Eza gül suretiyle bülbüle gelmiş Ne bile bülbül ölüm gülle gelmiş Keza bülbül ölürken gül gülermiş Göğe mai bir sala sermiş Çöle düşen ermiş yunus Varım yoğum bir dermiş İçimde iç içe bin fanus Çarkı devran döner görenler sus pus Bir iplik bin hırka örer erenlere mahsus Gün gece şal olur belinde dünyanın Ün neşe yel olur dilinde dünyanın Künfeyekün le bizden bir üryanın Kat kat olur libası Libasıysa takvası Neye dalar onla dolar gönül tası Hele toprak besler mi içinde pası Gel huzura dök içinde akan yası Bel büküle görüle eren hayâsı Dil döküle örüle en âlâ libası Anlı vura yere arşa vurur nidası Erenler erdiklerini bilmez Erdikleri mahdut dile gelmez Verirler aldıkları bilinmez Rüyaya daldıkları bilinmez Huda’ ya vardıkları bilinmez… |