SATILMIŞ KADINŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bazen hayat oyun oynar...
Soğuk yatağın,
Çoktan olmuş bir dönme dolap, Satılmış kadın... Çarşaflarında solmuş, Genç yaşta, Bir ambar dolusu, Kahır binmiş sırtına, Hatmi çiçeği kokusu yayılmış, Rutubet işlesede her yana, Akdeniz’in kıyısında, Ağustos sıcağında, Cehennem olur mu? Cennet bahçesi insana? Zebaniler cirit atıyor ortalıkta, Şeytana hizmet etme yarışında, Kan tükürüyorsun, Kırmızı, Rujun saklar mı, sanıyorsun? Kısık kısık nefesin, Kuru öksürüğün, Veremden mi yoksa? Kirli arzular, Baştan çıkaran kahkahalar, Büyülemiş Renkli kelebekleri, Peşin sıra kanat çırpmış, Yoldan çıkanlar, Ya inandığın yalanlar, İçinde bitip tükenen temiz duygular. Pamuk tarlası tenini, Lekelemiş, Kömür karası eller. Ne gerek vardı? Düğüne derneğe, Değil mi? Babanın bağladığı, Kırmızı kurdele de neydi? Vursun kör kurşun, Beddua okunsun o güne, Çalan davullar ölüm marşı diye, Değersiz pula dönen, Satılmış kadın... Girdap çeker içine içine, Yıkılmış dünya başına. Tiyatro kurulmuş, Yat aşağı. Satılmış kadın... Oynanan oyun, Olmuş bir numara, Adın yürümüş, Dilden dile ulu orta. H. Çiğdem Deniz. ŞİİRBAZ... |