CEMİLE
CEMİLE
Kırmızı yağmurlar yağdı çatılara Kumrular uçuştu şarkılar söyleyerek Kitap ayracı manidar sözler fısıldadı kulağına Yedi kiremiti dizdin tek tek O vakit karabasanlar taşrada kaldı Cemile Poplin elli çocuktun Hırpalandıkça üzünç duvarlarını yıktın Palazladın sevgiyi Şiirsel bir rüzgâr esti (Didem Madak’dan bir alıntı) Sakın tersten kar yağar mı deme Cemile Kanaviçe gözlü kıvırcık saçlı ben Çıkrığın fırtınalar çıkaracağını bilemezdim Defalarca tembih etmiştim kendime Kulağıma taktığım nice küpe çiçeğini yoldum attım Tipitip çiğneyen kızlardık biz Cemile Kimi zaman bir yanlışı arşınlayan sendin Mor dağlara öykünsen de an ve an Dokunmaksızın yeni açılmış sokaklara Kelebekler şapkasını çıkartırdı saygıyla sana Güldükçe leblebi tozunu püfleten kızlardık Cemile Satır atlamak gibi gençliğimiz Topukların alıngan Toprak gibi çatlak Gökyüzü var senin bakışlarında Yıldızlar kayar o zaman Suskunluğu en iyi sen bilirsin Herodotos’a bir danışalım Cemile Hanimellerinin balı çalgılar çalıyor Sen ilk solonu yapıyorsun siyah entarinle Birgün sürgün olsak da Çin’e En gizli kelimeleri asardık çamaşır ipine Biz gövde gösterisi yapan kızlardık Cemile H. Çiğdem Deniz |
Sen ilk solonu yapıyorsun siyah entarinle
Birgün sürgün olsak da Çin’e
En gizli kelimeleri asardık çamaşır ipine
Biz gövde gösterisi yapan kızlardık Cemile
Sevda Bir gizemdir aslında emeğinize yüreğinize kaleminize sağlık saygılarımla