GÜNAHyıllardır yokluğuna hasret yağmurlarda yıkanır yüreğim izin çıkmasın diye. ellerimde kaybolan gençliğin küf kokusu burnum kanıksamış hayatın dayattığını koklamaya hele falcılar onlara küseli uzun zaman oldu ki onlar onlar değil miydi ’’bana yazgılı’’ olduğun masalına inandıran haklbuki falcılara inanmazdım bilirsin ama inanmak içimde ki umutsuzluğa yeni bir mavi elbise giydirmeye benziyordu gökkuşağı sol yanımda doğuyor ve ben seni daha bir seviyordum sevdana kesik yüreğim kanım aktıkça yüzünün nur/unda yıkanırdı gusuldu seni sevmek temizdim tepeden tırnağa öncekiler tövbe. gelmediğin her gece var ya gözlerimde bitimsiz bir yalnızlığın tavan yaptığı anlar ah ne çok acıtırdı seven yanımı nasıl da çocuk gibi dizlerimi karnıma çekip kör karanlığa dikerdim gözlerimi pencereme vuran ay/ın şavkına kin dolu gözlerle bakar perdeleri örterdim suratına. kapıma gelen bohçacı kadın serme allı pullu çeyizleri benim hiç zigon sehpam olmayacak ya da üstünde dantellerin asıldığı bir konsolum annem vazgeçti ’’evlen’’ demekten çeyiz sandığımı tavan arasına kaldırdı antika olur artık değersiz görünse de belki zaman sonra artar ederim zaten hangi şair yürek, ölmeden değer gördü ki. perdeler vurur günün suratına açılmayan her güne küser tüllerin güpürleri hercai yüreğe alışkın ne kadar duvar varsa bir bir düşer üzerime bebeğim hani bir kolu kopuk saçları yoluk, at dediğinde surat asıp ’’kıyamam hatırası var’’ demiştim ya attım onu da seni anımsatan ne varsa attım bir sen atılmıyorsun içimden neden? çarmıha gerili düşlerim sebepsiz yağmazmış yağmurlar ıslandıkça çırılçıplak duygularım akarım sana kan olurum damarlarında dolaşan eski bir hastalık bu bakarsın sana da bulaşır. uğruna kestiğim her duygu kumaşımın üstü karanlık terzi söküğünü dikemez derler dikiş tutmuyor sol/um özlemin kolları olsaydı sarardı sıkıca seni eğer bir araya gelmezsek biliyorum ki hem sana hem bana günah. Ayvazım DENİZ |
Değerli kalemi Tebrik ederim.
En içten selam ve saygılarla.
Nice anlam dolu şiirlere.