Aşk
Aşk’ı yaşıyordum,
Aşk’ı yordum, Aşk değil miydi bu içinde bulunduğum? Yaşanılmış en genç rüya,en geç satırda son bulurken seni düşman kılıyor bütün sözler. İdamını veriyor şiirler, bu elimdeki bedbaht kalemle katilin oluyorum kendime, İçimden gittiğini varsayıp Sesimde yokluğunu buluyorum. Yakamoz ışıklar ellerimi isinle boğuyor, Artık her yağmur yalnızca kanatlarıma yağıyor, Şarkıların sahici yıkımları ellerimde duruyor, Kalbime doğru iniyor tüm esintin, Adımın sınırından kopartıyorum adını Yaşamı içimden kovuyorum, Aşka susuyorum... Aşk;ellerimden kopan ellerinin gidişi Hüküm saldığın ikliminlerin en azılı kuşağı ve kulaktan kulağa saçlarının maraziliğimden kaçışı. Aşk,yaşanılması zor bir sancı En hakiki mecralarda yakamoz ışıkları aşk... Leyli gözlerinin dokunulmazlığı gözlerimde İkimizi hatırlatan bir söz var ezgin de İklimim bak kuşlar uçuyor yokluğunun yitik gölgesinde... Asırlara meydan okuyan gidişini tutsaklayan beklemelerdeyim, Ben sarı çiçekleri en sevdiğin çiçeğe benzetmekteyim. Yer yer papatya oluyor sokaklarım, Dönüp pencerenin akışına küsüyorum. Sonra yok olup odamdan,odanın yasaklığına prangalanıyorum. Hadi tut beni yollarımdan, Benden ayrı çölleşme Geç yanardağımdan, İsin olsun gecelerim. Kutuplara beraber gidelim. Bebekleri beraber sevelim, Kızımızın adına gözlerini benzeteyim. Hadi aşk hadi bu kadar imkanı zor olma, Kuraklaşma yalnızlığa İsime bir bak aşk. Dilimi bu kadar ahuzara meyletme, Dilimi ahuzar feryatlarına bırakma... |