SûrVe sur dağa üflendi dağ toz bulutuyla biat etti, göğsü sağ tabutlarda nefesi bir emre binaen yaşamakta, hiçbir göğe dokunmamış bu siretle dokunulmamış gök aramakta olan bir bulutum, hangi yağmurla konacağım avuçlarına? bahtından doluşacak kır papatyaları dil sanrıları şiirlerde olacak birkaç avuntu toplasam dağılacak papatya, keskin bir ad işlendi tenimin doğuşuna bu kez de bir ceset doğurmak acısıdır bu sanki göğe tarumar olmuş bir gölge ininde kayıklar bitivermiş sonra bir nehir ve sonunda soğuk bir ses "öyle gitme tanırlar", yeniden biat etmeli dağı tuz eden sura ama sen öyle çoğalıp giderken benim boynum eğik, sesim çok ağrılı kaybımdan gayb olmuş öyle küskün, sen öyle gitme ki tanırsam seni biatlarım artarsa dayanamayan yürekle kaybolurum, gayb olurum korkak olur,ecelin şavkımasına meşru bir intihar olurum. |