Gökçe kızlarDilsiz bir uçurumun dibinde yılda bi kez bir çiçek açar gölgesi kalır bütün bir yıl çağlayanla komşudur uçurum yükseklik korkusu sarar su perilerini her sabah gölde yıkanır bir kız her sabah başka başka renklerde çiçekler açar bu beldede ceylan bakışlı kızların dolaştığı yerlerdir vadiler çırılçıplak yıkanırlar göllerde dilsiz bir uçurumun dibinde rüzgarın sesini kız sesi sanırsınız dağların doruğunda caddelerde sere serpe kolkola--her adım atışlarında ürperir parkeler bazı hayat durduk yerde kopar bir çentiğinden perde kalır geriye yanar ışıklar makinist verir mola kalakalır izleyenler ellerinde patlayan mısırlarıyla son kuruşlarını alamadan kös kös yürürler yağmur çamur demeden kucaklayıp bulutları ip üstünde yürürse bir cambaz hüneriyle ve dilsiz biri uçurumun dibinde her yıl mavi renkte bir çiçek açar gölgesi kokusu koca bir yıl karışır rüzgarlara çağlayan birikir göl olur komşu olur uçuruma biri rüzgarından bir suyundan en çok da rüzgarın hırçınlığından nasiplenirler iki sevgili gibi derler ki o mavi çiçek her yıl sevdiğini ziyarete gelen geceleri gölde çırılçıplak yıkanan mavi kızın ruhudur Yüksel Nimet Apel 24/Mayıs/2015/Pazar/Bodrum |
Ama o göllerde yıkanan kızlar, şen şakrak hallerini gördük adetâ.
Hayâl gücünüze bayılıyorum sevgili Nimet Hanım.
Gönülden kutluyor, sağlık ve saadetler diliyorum.