Ve şimdi ihtiyar yaşmak gibi ömrüm örttü eskiye dair ne varsa
gerçek bir hayat ve ertelediğni yaşamdır gördüklerim
ne sen olmak isterim ne de senin yaşadıklarını yaşamak gel gör ki sen yaşadın ben gördüm ey köy kokulu kadın ana seni yazmaya devam edeceğim beni af et yine sözüm geçmedi cancağızım o yüzden yalnızlığıma yasladım kendimi kendi doğurduğum bağrımda diken böğrümde hançeri acılarım ve ben yine yalnızım cancağızım yalnızım yaldızlı sessizliğim de yapayalnız ağ etsem ben anayım kadın ana kınam dağlarda karıldı yazgıma karalar bağlandı ne sevdayım ne de aşk ben yalnızlığımdayım oy yalnızlığım da dal dal söküldüm kökümden budak budak budandı sol yanım ey sevdamın ilk tomurcuğu ey ilk göz ağrım beni benden ettiniz esvabım çileli ömrüm ruhuma biçtiğiniz ruhuma ey kadersiz gençliğim ey suskunluğuma düşen payım şimdi ihtiyar yaşmak gibi ömrüm hüznümün tülünü örtü ruhuma yine sözüm geçmedi yalnızlığıma yasladım kendimi böğrüm de hançeri acılarım dal dal söküldüm kökümden budak budak budandı sol yanım ve aynaya yansıyan içsel kırgınlıklar yaprak dökümünde yine hüzünlü bir akşama dönük yüreğim haydi bekleme beni zamanın fanusunda azat et ruhunu sakın sen de beni kendin gibi unutma zamanın çalınan hikâyesinde benden izler göreceksin Mahmudiye Düzkaya |
Gönülden kutlrım saygılarımla