Dut Ye Bal Ye
Dut ye bal ye
Akşama dut ye Dut ye bal ye.... Tahta bir sergi, İki ucunda birer insan, Serginin içinde beyaz ve siyah dut, Üzerinde ince bir tül perde Tutmuşlar serginin uçlarından Dolaşırlar İstanbul’un sokaklarında. Arkasından macuncu geçer, Darbuka çalıp, renkli macun satardı. Arkasından yoğurtçu amca pala bıyıklı, Önüne bakar, yoğurdunu satardı omzunda. İkindi vakti, Dut ye bal ye Akşama bal ye.. Akşam önemlidir eski İstanbul evlerinde. Baba işten döner eve gün batarken, Beraber yemek yenir, Aynı odada beraber vakit geçirilir. Ara sıra komşular gelir veya Komşulara gidilir, Tek odada soba yanar, rüzgarlı gecelerde tüterdi. Dutlar yenir, Bozacı geçer, Kar yağar, sıcak bir soğuk olurdu, İstanbul geceleri. O zamanlar anneanneler, babaanneler de yaşardı, Bereketliydi bizim ev İki tane babaannemiz vardı. Babam gündüz kumaş satar, Gece ibadet yapardı. Kar yağdığında, İstanbul geceleri bir karnavaldı. |