ŞEBNEM DÜŞER GÜL DALINA
ŞEBNEM DÜŞER GÜL DALINA
Yeryüzü karanlık, gökyüzü sıcak, Bilinmezi ak sinemde saklarım. Mecnun aranırken çölde kaç bucak, Serabı gizleyen ak şakaklarım. Güneş yükseldikçe kor düşer cana, Anlarım yamaca baharlar gelmiş… Bilineni ilan edip cihana, Zirvede yaşamak ömre bedelmiş. Ak saçlı dağların en yücesiyim, Başım bulutlarda yüreğim yalnız… Ala kar ikramın tek hecesiyim, Doruklarım karlı, can dostum yıldız. Akşam iplik iplik çöker dağlara, Kendi uğultumu kendim dinlerim. Gül sararmış, bülbül küsmüş bağlara, Anılar çırpınır ben de inlerim. Her günün akşamı bir dilek tutup, Umutla bakarım şehrin ufkuna. Hasreti beş öğün karda uyutup, Beklerim ki bitsin kutlu curcuna. Savurup sevdamı deli rüzgâra, Bu akşam sessizce daldım uykuya. Umut vadisinde can düştü nara, Gülüp geçtim en yakıcı duyguya. Sabah uyanınca bakıp yoluna, Beklerim o vuslat yüklü treni. Şebnemler düşerken gülün dalına, Hüzünler kuşatır zirvede beni. Kar beyaz, aşk beyaz bu manzarada, Yalnızlık bembeyaz çekilir şimdi. Umut dem tutarken iki arada, Meneviş dualar dökülür şimdi. Bir gizemli rüzgâr eser öteden, Selamı sabahı dağıtır şehre… Yıldızlar göz kırpar dört bir köşeden, Derya kucak açar, kar beyaz nehre. Zirveyi anlayan dalgalı deniz, Munis çığlıklarla döver kıyıyı. Kumlara gururla bıraktığı iz, Paylaşır hasretle kadim şarkıyı… Mahmut TOPBAŞLI |
Kutluyorum kalemini
Yüreğin var olsun
_______________________________________________Selamlar