Sidret'ül müntehâ
Sevgili (s.a.v) ,
özlemin candaki iklime hasretle giriftar oldu yokluğunda pak yüreklere âhu giryân doldu Sensizlikle üşüyen kalpler, kasvetle ram oldu bahçemizdeki bağ, gönüldeki gülistan soldu ve sevgili aşkın herdem yürekte taşıp doldu Sevgili (s.a.v) , yokluğunda çürüdü, kurudu gönül aram oldu gidişinde mevsimler üşüyüp, yapraklar soldu Sensiz mevsimimiz herdem bahar olmaz oldu ve sevgili, aşkınla ondört asırdır yetim soldu Sana hasret dolu taze goncalar Sevgili (s.a.v) , sırrına ufkunca mazhar olupta yanmamak var mı söyle gönül hecem Sidret’ül müntehâ’dan indiğinden beridir nurun, âlemi sarmış gündüz ve gece İnanışın, Bilallerden bir yangın misâli aşk ile kalplere düşünce Sana sılamız, sevdamız bir Safa bir Merve aşkla çırpınıp durur yüreğimizin derinlerinde Sevgili (s.a.v) , vuslatında firkat yelinde mevsimler ram ile üşüyünce Kâmer, ay, yıldız cezbeye tutulur o nurlu yüzünü görünce buhran oldu içimiz Sensiz akmıyor, akmadı zaman mümince Reel iklimler benliğe teslim oldu ahir zaman vaktince Sana sılamız, aşkımız bizi büyüten anne, baba sevgisinden öte Uğur Ali İmrân |