Aşkın CellâdıŞiddetli depremlere uyanıyorum yüreğimde Depremlere uyanıyorum Sonra büyük bir sessizlik içinde Senle sensizliği konuşuyorum, konuşuyorum Sağanaklarım başlıyor sonra sağanaklarım Sağanaklar altında suskunluğuma çekiliyorum Kimselere görünmeden Yokluğunun gürültüsüyle titreyerek Azgın sellerden dingin sulara çekiliyorum Sensizce ve sessizce… Ölümü kucaklar gibi yalnızlığımı kucaklıyorum Sinsice geliyor ayrılığın sesi sinsice Bir gece yarısı ekspresi gibi İnfazım hazırlanıyor saatler içinde Hükmüm okunuyor yüzüme “Pişman mısın?” diyorlar Asla pişman olmayacağım, olmayacağım Ellerimi bağlattırmadan Başımı sehpaya yaslıyorum Cellâdımın acımasız kılıcı göğe doğru yükseliyor, yükseliyor Büyük bir sensiz sessizlik çöküyor içime, sessizlik… Sonra titreyerek cellâdıma: “Kıyma bana!” diyorum Uyanıyorum ve hıçkıra hıçkıra ağlıyorum, ağlıyorum Sonra bir can çekiş seyrediyorum bedenimde Zaman duruyor ağır mı ağır Anlıyorum cellâdım hem dilsiz hem sağır… 12 NİSAN 2014- 10.01-İSTANBUL Abdulkadir Güngör |