NİZAMI ÖMRÜN...Nizamı ömrün, Mekânı belirsiz nice cümle. Yerleşik düzene inat aslında; Ne bir isyan ne de serzeniş Tanrı’ya duyduğu aşk sadece O sakil kimliğin. Yadsıyamadığı tek boşluk; Düşmüşsen içine bir kere. Bir ağaç kadar meşakkatli, Devinimi iklimlerin Dokunurken rüzgârı nefesinin Her üfürüşünde solgun düşlerim. Rengi değişken günbegün Önce yeşil sonra koyu sarı. Çok uzak gövdesinden Yalnız nasıl da aciz, Dişli bir panter acımasızlığında zaman. İçten içe süzülür nice hece Gönül bahçemden demet demet çiçek. Eksiği gediği mi dedin Bil ki ondandır tüm tedirginliğim. Hele ki tümleme telaşı güderken Devinir mütemadiyen Zaman değil mi tek zalim. Hatırşinas tüm o yaptırımlar Müstesna ve sütliman zaman zaman Sezgiler değil mi, Alabildiğine kırılgan Yetemesen de Sevi dili tek pekiştireç. Seyrindeyken âlemin Ne çok yaşanmışlık vermiş el ele Çok ötesinde oysa görünenin, Kuşkuyu en derine gömen. Nasıl da ısrarcı o söylemler Adeta varlığını hibe eden. Ödenen kefaret ne sıradan ne yalan Hanidir duyguların çarpıtıldığı. Basireti bağlanmış bir hayal altı üstü Ne varsa kayıplarda. Kaybolmak ise düşen payıma, En alası. Sevmekse: Delice Hele ki inanmak nasıl da derinden Esir alsa da mağlubiyet son anda Biteviye ve acıtan bir sızı. Oysa ramak kalmıştı güzel günlere Sarsıcı alabildiğine Gidip de dönmek aynı yoldan Ellerim boş Yalnızlık en kadim yoldaş. |