Yalan Talan Ve Ütopyamız
Birazdan
son kez silip gözyaşlarımı bir Ağustos böceğinin kanatlarına kirli manğıriyet ve mülkiyet adına her ne varsa, tüm ömrümüze sermişken tam da -o sırtlan- kanlı postunu hep sırıtırdı ya ! Hani sırıtırdı hep çekerken bize restini yani çelik sertliğinde ve soğuk (aslında, içi çürümüş -kâğıt kartondan- bir oluk) yani senin o sahte tanrın gibi yani, büyük ve yenilmez görünen ne kadar"Tabu"varsa işte ben yıktım gitti hepsini.... Sadece ama sadece Sevgi ve Aşk, bir somun ekmek bir bardak şarap ve ruhumuz için illaki bir gül. İşte ! Her enkazdan bize arta kalan ahhh birde sağımızda solumuzda hep oportünizm -sinsi bir yılan- birde o vefasız arkadaşlıklar ahhh ömrümüzdeki o korkunç talan.. İşte hep bu yüzdendir şu sol yanımdaki sancı, yoksa ne -cop darbeleri- nede -can kırıkları- batıp duran, bak; salya sümük dolaşıyor ortalıklarda ağzı kulaklarında -Yalan dolan- : Ben en çok bundan dellenirim, nevrim döner ulan !. Sen sakın ha ! Sanma ki yıkılmış ütopyamız, yeşermemiş, sırtımızı dayadığımız o koca çınar o kızıl ekim çiçeğimiz içimizi oyup yıksada o koca gövdesini ömrümüze, bilki, insana dair o çirkin zafiyetler ve ihanetler. Ahhh ne acı bir talan ! Yalan ! Yalan dostum Külliyen yalan. Bak: Kuyu derin ve ipimiz kısa işte bu yüzden varamadık menzile ve su’ya. Ama bilki -evrim- bitmedi daha bitmedi henüz bu rüya. Hani derler ya; "Keser döner, sap döner gün gelir -Hesap- döner" . Sen gel gel gel -eksik yarım- saflarımızı sıklaştıralım çünkü, bir yanımla -hep eksik- ve yalnızım ve üşüyorum sevgilim, gel sarıl sarı sıcak bir güneş gibi sarıl bana. Hayatı, yani, seni çok seviyorum be "Tabiat Ana"... 29:06:2004/15:02:2007 K.yaka/Cumhuriyet Mah. |