TANIMI OLMAYAN AŞKSizi anımsıyorum bayan avuçlarına adımı yazmış mıydım elim sende mi kalmıştı bir gülü öperken salı mıydı pazar mı- ya da neydi günün mahyası kendimi asarken zamanın tavan arasına adını üç kez çağırdım duymadınız mı... Siz bayan, nasıl bilirdiniz aşkı hani saçlarına yürüyen gecenin en beyaz duvarda soyunurken Nü ordaydım tam kıyısında gözlerinin kirpiklerine asılı kalmıştı gökyüzü bir lirik maviydim gözlerinizde’ ve yeşil siyah tutamayıp düşürdünüz mü... sizi hatırladım bayan bir yangını başlatıp gamzenizin çukurunda sonra bozup yağmurun kafiyesini ansızın dokunmuştun ya lavın közüne biliyordum ellerindeki kül izinden her aşk gibi sessizce dönüp geleceğini, cinayet mahaline Siz bayan kendi sesini ruhunda saklamıştın ki yağmur oldu kirpiklerine dokunan rüzgar bir parça maviye serdim ahvalimi yüzümü vermesem de suya, aya, ve prenhalara Size bayan Rüyasıydı bütün kuşların bir bulut üsünde uyumak Mizaçı uyumlu mevsimlere üç ağaç bağlacı O yüzden kendi çevremizde dönen Dünya Mirasını bize bıraktı tüm masalların Sizde bayan Pusula yönü hep aynı yönü gösterir ben diyeyim şiir- siz deyin aşk Sizin bayan manastırdaki kırk mumla kutsanan mitra çarmıh senin için taşındı martılara İçsel kapaklanmış ruh kum saatini düşünüyor* Şimdi uzan gözlerime upuzun Tanrılar zamanla yasaklar mı ki ölümü ... CC_ |