Yara'sınKadının canı çok sıkkındı. Yüreğine inceden inceden bi acı sızmıştı. "Bu gece bir delilik yapmam lazım" Diye düşündü içinden... Öyle konuştuğuna bakmayın, Anlamazdı pek delilikten... Akşam geç vakitlerde, Üç beş arkadaş toplandılar bir yerde. Sohbet, muhabbet o biçim... Geçmiş yad edildi yeniden. Herkesin yüzünde bir hüzün, Hepsinin yüreğinde kapanmamış bir yara... Ve unutulmadı, hatırlandı vefasızlar Kulakları çınlatıldıkça çınlatıldı. Nefret yoktu... Aşk doluydu dilden dökülenler, Ve bitmek tükenmek bilmeyen özlemler... Belli ki efkar Everest’i çoktan aşmıştı... Peki şimdi, ne yapmak lazımdı? Böyle kös kös oturmalı mıydı, Yoksa her yara için Şerefe kadehler mi kalkmalıydı? Tabi ki kadehler kalkmalıydı havaya "Yara’sın " denmeliydi her tokuşta... Ortam güzel, biraz loş... Yaraya tuz bassın diye, Şarkılar özellikle damardan seçilmiş... Kadehler havada uçmakta, Sigara dumanı sis bulutu başlarında dolaşmakta... Ah be kadın! Nasıl bir yara sendeki? Neden kanatıp kanatıp durursun anlamam ki... Kadın, meraklı gözlerle etrafı seyrederken; Karşı masada oturan adam, dikkatini çekti. Ve öyle kalakaldı uzunca bir zaman... Adamla bir an göz göze geldi. Utandı... Başını hemen önüne eğdi. "O’na ne çok benziyor" diye düşündü içinden... Bakışı, sert ve mağrur duruşu Tıpkı O... Belli ki kadın adamı çok özlemişti. O an fonda; "Dün gece hiç tanımadığım bir erkeğe Sırf sana benziyor diye Usulca sokulup merhaba dedim" Şarkısı çalıyordu. Yaranın üzerine üzerine tuz basıyordu... Kadın, tam delilik yapma zamanı diye düşündü. "Gitsem, size biraz sarılabilir miyim desem Beni yanlış anlar mı ki? Sırf ona benziyor diye, Tanımadığım bir adama sarılmak İhanet sayılır mı ki? " Diye, kendine sorduğu sorulara Ve kendi doğrularına yenik düştü... "Boşver! Sen yarana sımsıkı sarıl dedi yüreğine, Hem delilik yapmak senin neyine..." Kadehler kalktı havaya "Yara’sın " dendi, son bir kez daha.... #AsiArmes |
anlatımın içtenliği ve sadeliği okuttu şiiri ilgiyle
tebrik ederim