sesin geçiyor anımsadığım kadar sessiz içinde hüzün saklayan
nasılda okuyorum kenti sesinle paragraf başı sokaklar hantal virgüller halinde ayyaş zaman üç nokta bitimli aşk bir yalnızlığın ünlemiyle son
teğet geçiyorum kalabalık kelimeleri gözlerinde baktığın sesle ayılıyorum düşlerin geçiyor duvarların çatlak acılarından özlemeye yemin ettiğim bir vakit saçı örgülü bir kız oluyor dilin yalın harfler giymiş karmaşık desenli hayalleri görüyorum
koşuyorum yakınımdaki uzak sana çıplak hecelerle soluyorum sesini camekan ardı buğuda ayrı istikametten gelen suların birleştiği yerde ağlıyorum yapma düşünüyorum sesini bir kapı önünde unutulmuş şiir başından sonuna dudaklarınla okuyorum dağınık resim tasviri gece karanlığın boşluğu kırmızı şarap şişenin ağzında sesin acımtırak haliyle içiyorum
sesin geçiyor mevsimin alışamadığı renklerinden mavi rüyalar söylüyorsun kavun içi rakamlar çocuk gözlerinde bakıyorsun eflatun bir kente bütün alfabeyi ilikliyorsun ağaçların gövdesine
bir masal geçiyor denizden güvertede konuşmanın resmi tuhaf bir ütopya görsel içinde anlaşılmazlık kimseler anlamıyor ki sesin bir temmuz karıyla yağıyor duyuyorum seni duyumda sonbahar çıplak dalların hüznüyle anlıyorum
balkonlardan sarkan sardunya kaldırımların tenine değiyor ucunda hep söylediğin şarkı bir kuru yaprak tutulması nar dağınığı sözcükler senfonik bu ağır slow tat paltomun içinde saklıyorum seni
gramofonda bir eski gömü sesin ardında çatlak figürlü ahşap yanığıyla binbir gece masalı Sokrates’li mum ışığında müzik ve dolunaya sarılmış fısıltınla eriyorum
kara kalem renginde esmer kaçağım işte donuk mat bir gölgem ağır bir sevdayla sana uyuyorum...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
KENT HİKAYELERİ SES şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KENT HİKAYELERİ SES şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Hüzün varsa o şehirde tüm caddeler ışıklı olsa da gökyüzünün ışıkları söner.Ne var olan bulutlar görülür ne yağmurun sesi duyulur... Bütün harflerin sesleri kısılır...Bir tek rüzgarlara karışan sesler kalır geriye...Birde rengarenk çakıl taşlarının süslediği nehirlerin sesi... Ormanların sessizliğinde ve bir orman kadar kalabalığın içinde uykuya dalan düşlere seslenen ses kalır ki... O ses hep kalsın şair...Yoksa masal biter yoksa kurur nehirler. Denizler susar ardından...Okyanusta boğulur sonra tüm kelimeler...
Aşkın bütün mevsimleri ve renkleriydi şiir.İçinden geçen yolları , rüzgarları ve denizleri ve sesleri... sen ne güzelsin şiir...
Güçlü kalemi şiir yüreğinizi kutlarım... Saygı ve sevgilerimle...
bir kadın varmış ki kurgudur gerçeğin içinde bu hayalleri bir tek o adamada saklıyım rüzgarın esmesi bir ifade etmiyormuş yada yağmur kar fırtına iklimler kaldırımlar kentler.. kadında var olan o adammış ki adamın evreni zaten o kadının etrefında dönen gezegenlerden ibaretmiş..
şimdi bu şuan attığım kurgu..lakin gerçek yanı ne çok...
Balkonlardan sarkan sardunya Kaldrımların tenine değiyor ucunda hep söylediğin şarkı bir kuru yaprak tutulması nar dağınığı sözcükler senfonik bu ağır slow tat paltomun içinde saklıyorum seni..
Ormanların sessizliğinde ve bir orman kadar kalabalığın içinde uykuya dalan düşlere seslenen ses kalır ki...
O ses hep kalsın şair...Yoksa masal biter yoksa kurur nehirler. Denizler susar ardından...Okyanusta boğulur sonra tüm kelimeler...
Aşkın bütün mevsimleri ve renkleriydi şiir.İçinden geçen yolları , rüzgarları ve denizleri ve sesleri...
sen ne güzelsin şiir...
Güçlü kalemi şiir yüreğinizi kutlarım...
Saygı ve sevgilerimle...