Nisa’n n’isyandır hafızamda Bir annegülümsemesi Gelip takılır kirpiklerimin ucuna Sonra boğulur gözyaşlarımda O nazenin gülümseyiş Ve ağlamalarsa, hep boşuna…
Bilinçaltımda pembe patikli bir kız olmadı hiç Mavi misketlerim vardı benim Ondandır hep er kişi olmaya gönendim! Biri dedi ki geçen gün; “ Çok delikanlısın be! Azıcık da kadın gibi olmayı denesene!” Sustum elbet Nereden bilsin ki? Buzullarımın ardında Kaynayan kaplıcalarımın var olduğunu…
Çiçeklenir baharda ağaçlar Muştulanır kuşların söylenceleri Aşklanır insan daha bir coşkuyla Oysa ben her bahar Baharımı kaybederim yeniden Ve yeniden kederli bir kış Gelir kurulur dağlarımın yamaçlarına!
Zordur bir anneyi uğurlamak Ve el sallamak ardından sonsuzluğa Güçtür bir acıyı öğütmek dişlerinin arasında Ve yüreğinde hazmetmeye çalışırken Çevrendeki tüm duyarsızlıkları Kendini başka bir dünyaya ait hissetmek Ağırdır insan olana!
Yine de ne büyük nimet kadın olmak Ne büyük armağan anne olmak Oğlumun gözlerinden bir tebessüm yolluyorum annem sana Boğazıma gelip oturan hıçkırığa inat Bil ki; Gül’endam(ın)ı yaşatıyoruz O’nunla…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Nisa'n N'isyandır! şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Nisa'n N'isyandır! şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Verem imiş,hastalıgım dedilerki çaren yok Yanıyorum hararetten bir yudum su veren yok Bu hastalık kırdı benim kanadımı kolumu Ben yavruma doymamışken ayrı koydu yolumu
Öleceğim ciğerparem iyi dinle sözümü Canım yavrum belki artık hiç göremem yüzünü Kimse yok ki bırakayım seni emin ellere Sen ağlarken ben kabrımde bakar mıyım güllere
Ne olursun aglama catma hilal kaşını Kimsesizsin minik yavrum kimler silsin yaşını Kimler seni doyuracak kimler seni saracak Kimler Yavrum gelin olmuş diye hayaller kuracak
Ah bilseydın senın ıcın ne hayaller kurmustum Birgun kızım büyür diye hep düşünüp durmuştum Bu feryadım sitem degil ben razıyım kadere Körpe kuzum minik kalbin dayanırmı kedere
Kücüksün dünya seni harap eder bebeğim Seni böyle kundağında nasıl koyup gideyim Yapayalnız çekemezsin bu hayatın derdini Ne olur yavrum sakın üzme harap etme kendini
Son bir defa kundağını sarar iken ağladım #39#39Allah büyük seni korur deyip ümit bağladım Birgun büyür düşünürsen Annem Babam kim?diye Bir Fatiha oku yeter senden bize hediye
Gel son defa koklayayım,nefeslerim sıklastı Karşımda dur seyredeyim ölüm vakti yaklaştı Ne o yavrum ağlıyorsun sus ağlama bir daha GİDİYORUM ARTIK SENİ ISMARLADIM ALLAHA...
"Nereden bilsin ki? Buzullarımın ardında Kaynayan kaplıcalarımın var olduğunu…"
anlamazlar anlasalar öyle davranmazlardı zaten bilseler ki o kalın kabuğun altındaki mücevheri korumak için böyle buz dağlarını sıraladığı/mızı tuzla buz olurlardı gerçi ya neyse anlamazlar anlamayacaklarda...