KARANLIĞA İNAT...
Sayısız uzantı
Sayısız ikilem, Ne varsa insana dair. Koordinatları belirsiz Yatay veya dikey bir seyir Düş ya da gerçek. Kıdemli, katmerli bir sancı Kılı kırk yarmak kadar İstem dışı: Tüm o tanılar, yargı ve dogmalar… Kimi sanık kimi savcı Dönüşü olmayan bitimsiz bir yol Tekrarı imkânsız izafi hatta gerçek dışı. Sıfatsız, dirayetsiz, yetisiz; Al neyse külfeti omuzlarına. Kimliksiz, vasıfsız Alabildiğine kolay yanılgıya düşmek. Bir bir eklendi Zikredilen onca sıfat Yığıldı işte isminin başına. Yetmedi bir kez bile Rest çektiğin varlıksız kibir ve tezahür. Kanıksamak sanma ki ki akla zarar. Sessiz bir film tüm yaşanan Yıllar önemsiz rengi siyaha çalan. Duygular ayan beyan Arasına karışmadı asla tek bir yalan. Yüzlerdeki mütebessim değil midir İnsana en çok yakışan. Ne çıkar ne de riya Masumiyetin kalemle çizilmiş En saf en duru hali. Belki de hoş bir rüya Uyandığında bile esintisi Ruhunu yalayan. Yerle bir olmuş koca bir şehir adeta Bilinmezliğin eşliğinde Üç beş sefil hatıra Tek elde kalan. Bir bardak su kadar duru Kirletilmemiş hala Karanlığa inat Karanlığın eşiğinde. |