Sahipsiz Mektuplar / 3“Mektup No: 3 – Sadece O’na…” - Sana bu satırları ne diye yazdığımı Ben bile bilmiyorken, hükmü mahşere kalsın… - Gittiğin günkü gibi içimde yanan ateş Ne yokluğun kâr etti ne hayır var zamandan. Hazin bir aşk masalı gibi batarken güneş Çekip gitmiştin hani yıkılmış bu limandan. Çiçekler soldu önce, en son ayak izinde Fırtınalar duruldu sevdanın denizinde Ve ceylanlar uyurken bir yangının dizinde Göz gözü görmez oldu ardındaki dumandan. Sonra hep yağmur yağdı, bahara hasret kaldım Dostlarıma alındım, teselliden bunaldım. Bazen günahkâr oldum, tövbemi geri aldım Geçmek kolay değilmiş hasret kokan canandan. Keman seni ağlarken omzunda gam yüküyle Bülbül güle vuruldu, bir hayal bin öyküyle Rüzgâr hep seni andı sevdalı bir türküyle Ben sadece usandım nefes aldığım andan. Oysa yıldız dediğin, sen yokken de kayarmış Sen yokken de ellerim geceleri sayarmış. Sabahım senden değil, candan bile cayarmış Ama yoruldum artık sebepsiz hüsn-û zandan Yoruldum, anıları birer birer yakmaktan Yoruldum, resimlere hasretinle bakmaktan Yoruldu gözyaşlarım, yollarına akmaktan Ne gidenden hayır var ne de yalnız kalandan. İbret olmaz bilirim, yıllar anlamaz bizi Anlamaz hatıralar, anlamaz sevgimizi. Ama yorgun anılar, suç gibi; dizi dizi Gözlerime inerken, yorgun düştüm hazandan. Şimdi çıksan bir yerden, “çok geç” desem de sana “Geciktin ve denk geldin” desem de bir hüsrana. Bil ki son kez girerken aşk denen imtihana Yoruldum yokluğunun sebebini sorandan… |
gezdiğim yer dünya mı, yerim yerin dibiyken
yaşamak maksat değil yanımda sen yok iken
bıktım artık herşeyden hatta kendi kendimden
..güzel şiirinizin hevesiyle..selam ve muhabbetle.