yâr/a..Şiirin hikayesini görmek için tıklayın senden sonra…
Farklı doku/nuyor kelimelere parmak uçlarım ve zorluyor beni bilmem kaç zamAnlı heceler ki peki o biçimsiz işaretlere ne demeli? söküp onları derinden, anlamlı bir cümle kurma telaşları, satır/satır sana dökülürken ki senden sonra, tüm boşluklarıma akıyor ırmaklarım. bil/iyorum keskin bir süreç bu/devrim…iç-sel ayaklanma..bir hayat avareliği gibi soluk alma biçimi/ hırıltılı ve derin/ıslak sırılsıklam odaklanma anı ki büyür bebekleri g¬özlerimin, güzel haller arifesinde, sana doğru yaptığım o yolculukta mekaAnsız/zamanSız.. her virgül çakıl taşı olur derinlerinde okyanusun ve ses/lenişler nokta..iksir değil bu sır da..konu sen olunca büyüsü düşer harflere kokunun ve genişler yüreğimin hacimleri seni çekmek için/derinlerine, kendime ki yazdığımda sana/aktığımda mektup mektup, sana dökülen her harf ..su/damla ve metin/ler tutkusu olur yaşamın/tutuklusu müebbetlerde ve........... (...) ‘’..Bir mevsim ki kanatsız ve ben tam ortasındayım desem inanır mı ebabil kuşları…’’ artçılarım çoğalıyor her sarsıntı sonrasında odamda gölgeler elsiz ve ayaksız. kokusunu duyuyor/duyumsuyorum yakmadığım otlarının. kuraklık dudağımdan tenime doğru kimsesiz kalıyorum, en ücra köşesinde aklımın uykusuz/ saçlarımı savuruyorum sırtımdaki uçurumlardan düşerken/ senin rengini tutuyorum dişlerimle/mavi ve kanıyor tenimdeki sahipsiz kelimeler/im... bil ki sevgilim olmayan sevgili; sırtındaki yarı açık unuttuğun kapıları sökebilirim ellerimle iste/ sen iste bunu yapabilirim tam da böyle kırılırken kürek kemiklerin ve miden yanarken kor herkes gibisindir artık herkesin olmuşum gibi ki benzemek için bir şeye/ değiştirmek başka bir şeyi sana benziyor değil mi? senden ç-aldığım bir dokunuş… silikleşiyor her şey sözlerinde ve dokunur bu yüzden yaşam/ın tabirsiz rüyalarına ki sen var etmek için kendini/ yok olana tutunursun yok olursun, var olurken kelimeler… tahrik,yüksek dozlu özlem/lerin ve kokunun yüreği zorlamasıyla mı başlar? neden, her sabah avuç içlerimde naftalin kokusuyla uyanırım ve neden, her gece inatla bir akşam sefası ölüsü yaprak yaprak düşer gözlerime? kimindi o? neden götürülmedi. ki sıra dışı güdüler hep aynı şiire düşürür bebeklerini gözlerinin bir kaç harf dışında asılı kalır havada mantığı ki yüzümü dönsem duvara kurşuna dizer misin beni bu yüzden? bir kaç kelime daha eklesem yokluğuna/ kısalır mı süresi kavuşmaların? ve yüzün/ahh o yüzün kıskanç çiçeklerin saksısı hüzünlü sularda saklamasına benziyor köklerini bu gece/ dilimin ucuna kadar gelen kekeme dudaklarımın hiç unutmadığı bir ses/ söz/sün ıslak ve kokular içinde parmak uçlarımı saklıyorum avuç içlerime ve gömerek çizgilerine biraz daha kader karanlığım diz kapaklarını okşuyor şaşkın heveslerimin ki düşüyorum çukurlarına beni al beni yak beni sür kapanmasını beklediğim yaralarıma/yarınlarıma... (...) |
Kutlarım yürekten..