BOŞ OLduydum ki mazinin göz kırpmasından rahatsız olan yüreğin ne var ne yok bütün anıları denk edip kapıdan geçen eskiciye vermiş yastığında bir tel saçım kalmış onu da göndermişsin postaya verip başım üstüne yar. dağlar gibi sağlam derdin duruşuma işte şimdi küstüğün o dağlar var ya hala dimdik duruyor yerinde başına yağan karlar dondurmaz onu alışkın her mevsim çılgın esen rüzgarlara sarılır kardelenlerin kucağına başını çıkarır beyazlığın içinden üşüse de belli etmez başkasına. yollarımda dilek çeşmeleri tutanla tutmayana sevgiden bir pınar içenle içmeyene damakta hasret türkülere ağıt olur şiirlere geceymiş gözlerim yanaklarımda yıldızlar raksedermiş sen hangi nasır tutmuş yürekle kazma kürek alıp eline delecektin ki içimi ne Ferhat olabildin sevdayı ölecek kadar yüreğinde taşıyan ne bir yavru ceylandın eteklerimde öksüz kalan. duydum ki rüyalarına giriyormuşum sebepsiz ter içinde korkuyla uyanıyormuşsun hep başkalarıymış elimden tutan bana sarılıp öpen kabus deyip ağzını dayıyormuşsun çeşmeye içinin yangını sönsün diye. gönül nikahıydı kıydığımız haram gecelerde yıldızlar şahitti sevdanın en kutsalına bu sevda hatırına seni aldatmadım yar ki ne kadar yalan gülücükler dökülse de ayaklarıma ezip geçtim üzerinden ama ayrı yolların ayrı yolcularıyız artık ne ben kaldı ne de sen o yüzden gerekeni yapıp bir defa da üç talakla boşuyorum seni boş ol boş ol boş ol. Ayvazım DENİZ |