KÖPRÜ
Bir ucu çoraktır, bir ucu orman
Her iki âleme varıyor köprü Akıl sır ermeyen bir garip harman Çer çöpü mahsule karıyor köprü Bir tarafta garbın onmaz yangısı Bir tarafta şarkın kadim döngüsü Düşmeden ortada kaldı hangisi? Gelene geçene soruyor köprü Yolcu var ağıtlı; dert ona reva Yolcu var; dilinde pelesenk neva Şahsına münhasır, meçhul ihtiva… Formüle damgayı vuruyor köprü Afet-i devrandı çok beyinsize Cennet-i âlâydı gafil dinsize Mezar oldu nice sağır, dilsize Zillet batağında buruyor köprü Hak için yaşayıp Hakk’ı rab bilen İmanla, nefsinden benliği silen Zahitleri vardı şuurla ölen Onları özlemle arıyor köprü Ecele bir çare bulamadı fen Ne sultanlar geçti; mülkü ak kefen Servetle lebalep dolsa da küfen Ne çare; el koyup kırıyor köprü Cezbesine kanan olur pervane İkbal isteyene fani bir hane Konup göçenlere misafirhane Kıyamete kadar duruyor köprü Mücella Pakdemir |