0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2212
Okunma
Ey şehir söyle bana bu akşam neyin var
neden amansız düşündürüyorsun beni
bu korku bu telaş bu içimdeki isyan niye
gözlerim açıkken şu gördüğüm rüya neden
Söyle bana bu ne sızıdır kemiklerime düşen
sana baktıkça ağrılar giriyor yüreğime
sonra ağlamanın iniltisini duyuyor kulaklarım
duydukça ağır bir uğultuya dönüşüyor seslerin
Nedir bu halın kırk üç yıllık tanığındım bir gecede yabancin oldum
hadi söyle bana ne alıp veremediğin var benle
kırk üç yıldır beraber güldük ağladık beraber yaşadık yeri geldi yandık seninle beraberce
yinede bu kadar yabancı olmamıştık seninle
Soğuk bir hava var dışarda mevsim kış
evlerin tutuşan soba bacalarından yükselen kirli bir duman
yakıyor genzimi ağır bir kömür kokusu
yoksa barut kokusumu bu solumak istediğim havan
Yaralı öfkeli küsmüş korkmuş bıkmış hayattan vazgeçmiş bir halini görüyorum
dur diyor bana bu halin dur sende kimsin sahibim değilsin ki sen
bekle bekle bahar gelsin diyorsun bana sonra bakalım o zaman yerini sevinç fotoğraflarına bırakır mı bu hüzün dolu kırk üç senenin hüsran dolu kareleri
yoksa yeni baştan mı saracak yurtsuzların filmi ...
Faruk Fahrettin ÖZCANAN
YirmisekizŞubatİkibinonbeşYüksekova
#ffokitap
5.0
100% (1)