(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
*********** şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
*********** şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Dikkatle bakıldığında şiire; sert ünsüz olarak ‘k’ harfinin şiirin ana çatısını oluşturduğunu söylemek yerinde olur. Merak içgüdüsü ve sorgulama unsurunun ayakta tutulması açısından şiirdeki ‘kim’ sözcüğünün bir bölüm haricinde tüm bölümlerde kullanılmış olması, sorgulamaya Şairce bir cevap verme düşüncesi olmuş olabilir mi acaba. O bölümü buraya taşıyacak olursak;
‘Elim ayağım tutuluyor güneşe Tanrı misafiri içimdeki yalnızlık Bir fincan çayı bölüşüyoruz Ayrılıyor demi şiirden..’
Bu bölüm üzerinde yoğunlaşırsak eğer belki de Şairce yapılan sorgulamaya uyan cevaplar bulabiliriz. Bu sadece bir belki. Belki de hiç öyle bir durum yok. Ancak şiirlerin en önemli özelliklerindendir okura farklı çağrışımlar yaptırabilme gücü. ‘Tanrı misafiri içimdeki yalnızlık’ dizesi ile şiirin bütününde dile getirilene bir cevap olabilir. Ve ‘Ayrılıyor demi şiirden..’ dizesindeki oldukça güzel imgelemdir şiire şiir damgasını vurduran.
‘Kim gömüyor çocuk ölülerini toprağa Ve kim yaratıyor Karıncanın gayretini Ağustos sıcağında.. Ve ben duvarıma anlatamıyorum Neden beyaza boyandığını Kış akşamlarında…’
Finalden bir önceki bölümde sorgulama, sitem ve biraz da isyan olabildiğince yalın, sert ve anlatımsal özellikler bakımından donanımlı bir şekilde okura sunulmuş. Finaldeki ‘kim’ tekrarı, şiirin sorgusuna uygun bir söyleme kapı aralamış durumda.
Başarılı şiirinizi tebrik ederim Sevgili Zeynep Güngör.
Çok güzel zeynep;çok.... Etkisi yüksek... Kaçıncı okuyuşum bilsen!.... Gerçi ben de unuttum...... ................................... Dert değmesin engin yüreğine...
Kim fısıldıyor kâinatı kulağıma Bu gece Lacivert yokluğunda… Gecenin lacivert olarak anlatılması şiirlerde sık kullanılan bir tarz ancak geceye yoklukta fısıldamak gibi iki harika imge kullanılınca şairin gücü ortaya çıkıyor…
Gecekondu damlarında Teneke yamalı kızıllık.. Ayakkabısız koşan İlk yaz çocukluğum Kimin düşüdür.. Ve Dallardan yeşil sarkan Dudağımda buruk Ekşi erik hırsızlığım… Şimdi yokluk ve fısıldamanın nereye ait olduğunu pekâlâ görebildik. Çocukluk yıllarımıza değil mi. Ama şair onu bile anlatırken duygu ve gerçekliği harika kullanmış. Kimin düşüdür diyerek de okuyucuyu şiirin içine harika çekiyor.
Kim büyütüyor gülücükleri Yoksunluğa inat Yanağımda acıyorken derin çizgiler… Hem kendine hem okuyucuya sorarak şiire devam ediyor. Ve tarif yapıyor tanımamız için…YOKSULLUK…Hani yukarıda onu ayakkabısız koşarken görmüştük.Bir de teneke yamalığı vardı….
Tahta atlar koşuyor Peşimsıra Kim bırakıyor nal izlerini Alnımın ortasında.. Bu toz duman kör ediyor Bıçağımı… Çocukluk yıllarında oynanan oyunlara bir gönderme söz konusu. Ama bunu bile anlatırken gerçek yaşanıyormuş gibi anlatıyor…
Elim ayağım tutuluyor güneşe Tanrı misafiri içimdeki yalnızlık Bir fincan çayı bölüşüyoruz Ayrılıyor demi şiirden… O yıllara ait doneler de veriyor şair.Bölüşmek---Tanrı misafiri sözcüklerine dikkatinizi çekerim.
Kim gömüyor çocuk ölülerini toprağa Ve kim yaratıyor Karıncanın gayretini Ağustos sıcağında.. Ve ben duvarıma anlatamıyorum Neden beyaza boyandığını Kış akşamlarında… Bu bölüm şiirin aniden başka bir nedenle yön değiştirmesi olmuş. Birden gerçek hayattan kesitler mızrak gibi sıralanmaya başlamış. “”””Duvarı beyaza boyamak ve bunu anlatamamak”””” verilen mücadelenin aslında ne kadar saf ve temiz bir mücadele olduğunu ancak bunun her nedense insanlar tarından bilinmediğini anlatıyor. Duvarıma derken bir idealizmden de bahsetmek pekâlâ mümkün… Kendi duvarım…
Çocuktuk ve yoksulduk ama dev gibi hayallerimiz vardı….
bu kadar da olmaz
inanılmaz güzeldi
yüreğine sağlık
kutlarım……………
Zekeriya EFİLOĞLU tarafından 2/22/2008 11:40:47 PM zamanında düzenlenmiştir.
Kim gömüyor çocuk ölülerini toprağa Ve kim yaratıyor Karıncanın gayretini Ağustos sıcağında.. Ve ben duvarıma anlatamıyorum Neden beyaza boyandığını Kış akşamlarında…
Kim Kim fısıldıyor kainatı kulağıma…
vay be. ne fısıldayıştı o. O fısıldıyor elbette ve bu güzel şiir çıkıveriyor ortaya. güzel yüreğinizi kutluyorum.
Kim gömüyor çocuk ölülerini toprağa Ve kim yaratıyor Karıncanın gayretini Ağustos sıcağında.. Ve ben duvarıma anlatamıyorum Neden beyaza boyandığını Kış akşamlarında…
Kim Kim fısıldıyor kainatı kulağıma…
ZEYNEP GÜNGÖR
güzel işilenmiş bir şiir okudum sayfanızdan tebrikler selamlarımla
Kim gömüyor çocuk ölülerini toprağa Ve kim yaratıyor Karıncanın gayretini Ağustos sıcağında.. Ve ben duvarıma anlatamıyorum Neden beyaza boyandığını Kış akşamlarında…
Kim Kim fısıldıyor kainatı kulağıma
kimler oynadı gölgelerle.. çok beğendim şiiri sevgiler
Kim fısıldıyor kainatı kulağıma Bu gece Lacivert yokluğunda
......kırmızı yakıcılığında.kıpkızıl.
Gecekondu damlarında Teneke yamalı kızıllık.. Ayakkabısız koşan İlk yaz çocukluğum Kimin düşüdür.. Ve Dallardan yeşil sarkan Dudağımda buruk Ekşi erik hırsızlığım..
Kim gömüyor çocuk ölülerini toprağa Ve kim yaratıyor Karıncanın gayretini Ağustos sıcağında.. Ve ben duvarıma anlatamıyorum Neden beyaza boyandığını Kış akşamlarında…
..............züğürdün alası beyaz giyer kış günü olsa gerek.ne yazık.
Kim Kim fısıldıyor kainatı kulağıma…
..............................iyiyi kötüyü güzeli çirkini ayırt etme özelliğini veren akıl aklı veren kalp ve beden gözünü dört açan...Yaratandır.
Gecekondu damlarında Teneke yamalı kızıllık.. Ayakkabısız koşan İlk yaz çocukluğum Kimin düşüdür.. Ve Dallardan yeşil sarkan Dudağımda buruk Ekşi erik hırsızlığım..
Kaysıların dalından dalına geçmelerimi hatırlattı Yalınayak geçen çocukluğumun.
Çok güzeldi... Tebrik eder, Selamlar, saygılar sunarım.
sevgıler