YOK
Aslında ben kimim,ben neyim hiç bilmiyorum.
Bu bilinmezlik beni daha da zorluyor. Hiç düşünmediğim şeyleri düşünmeme,hiç yapmadığım şeyleri yapmama,hiç ulaşmadığım yerlere ulaşmama zorluyor. Kanım öyle ağır ağır akıyor ki damarlarımda,yırtasım geliyor bedenimi,parçalayasım geliyor derimi. Öyle bir fışkırmalı ki dışarı kanım,öyle bir akmalı ki boğmalı beni,kurtarmalı günahlarımdan. Çaresizlik nedir bilir misiniz?Çaresizlik,çareyi bilip de onu kullanamamaktır,ona ulaşıp da ondan yararlanamamaktır. Kül olmak geliyor içimden,savrulmak ve bir daha biraraya gelememek. Zindanlar benim isyanlarımla,benim günahlarımla,benim varlığımla dolmalı. Masum insanların canıyla değil. Çıldırmamak için kendimi ne kadar zorluyorum,bilemez kimse. Gece başımı yastığıma koyduğumda cennet bahçelerini düşünüyorum. Ama gözlerimi hErGüN yerini bilmediğim bir mezarlıkta açıyorum. Bu nasıl bir duygudur bilir misiniz? Güzel ve sonu düşünülmeden yaşanan her an için kaç kere ruhumu terk etmek istedi bedenim bilir misiniz? Bu varlıkta bu yokluğu yaşamak ne kadar da ağır,ne kadar da acı! Allahım aklıma sahip ol çıldıracağım. İnandığım her şeyi birer birer sorgulayacağımı bilemezdim. Bilemezdim ki bu hiçbir işe yaramaz varlığım böyle ketum olacak,böyle yoldan çıkacak. Uğruna yaşadığım amacımı daha düne kadar biliyordum,onun için sabrediyordum. Ama bugün hatırlamıyorum ki amacımı ve bu beni yaşamak için herhangi bir bahane bulmaya itmiyor. Allahım ağzımdan çıkan kelimelerin anlamını biliyorum. Bunlar,ölüm istekleri. Bunlar,ölüm çağrıları. Ben ne yapıyorum,neden böyle yapıyorum? Bilmek dahi istemiyorum ama bilmezsem,anlamazsam kaybedeceğim bunu biliyorum. Kimseye bunlardan bahsedemem,delirdiğimi,kafayı yediğimi düşünürler. Ama kimse şu an umrumda değil ki. Şu an hiçkimseyi umursamıyorum ki. Ben şu an varlıkla yokluk,cennet ile cehennem,iyi ile kötü,yaşam ve ölüm arasında Araftayım. Şu an kaderimi belirleyecek çok ince bir ipin üstündeyim. İleriye gidemem ama geri de dönemem. Ben şu anki benle her ikisini de yapamam. Değişmem lazım yoksa kurtulamam. Ama zaten değiştim ki ben ve korka korka,üzüle üzüle itiraf ediyorum ki bu değişimden pişman değil nefsim. Pişman değil ruhum acı çekmekten,pişman değil umursamaz olmaktan. Ama bir diğer yanım da çok pişman ve alev almış yanıyor. Ne yapmalıyım ben ne yapmalıyım? Lanet olsun! Ben şimdi ne yapmalıyım. İsyanımın beni ateşe götürüşünü ağlaya ağlaya izliyorum şu an. Sınırı aşmanın bedelini ödüyorum şu an. Ama Şeytan da değilim ya O yüzden affına sığınıyorum bir kez daha göremeyip de herşeyimden çok inanıp,sevdiğim varlığın. Affına sığınıyorum. Ellerimi açtım,hiddetinden ciğerimi parçalamak isteyen yıldırımların altında beni günahlarımdan arındıran yağmurlara teslim oldum. Yağmurlar da beni temizleyemezse diye gözyaşlarımdan toprağa pınarlar kurdum. Pişmanlığımı anlatan pınarlar. Biliyorum ki bu pişmanlık beni affettirecektir. Ve belki de affolundum. İşte şimdi ben boş bir sayfa gibiyim. Adım yok,ailem yok,günahlarım yok,sevaplarım yok,hayallerim yok,dostlarım,düşlerim,planlarım yok. Hiçbirşeyim yok Amacım yok Ben yokum! MEHMET EMİN ŞAHİN |