YETER Kİ KAL
Yorganın kıvrımlarında
Büzük, emsalsiz, sebatkar Eşiğinde kıyım kıyım Kıyası ne mümkün. Yazgısı sancılı Belli ki kanadı kırık düşlerin Yadırganası sonsuzun ufku Kırgın kıvranmışlığın kanaatkar Solgun, soluk düşmüşlüğün Nüktedan sırnaşıklığı... Şarkılar nasıl kırılgan, Notalar biteviye çığırtkan. Do, belki de içlerinde En rencide olan. Terk edilmiş o koca anahtar, Adı sol; Sol yanı kırık ve buruk. Fa majör uzağında iken Ve tiz sesi dokunurken: Biraz alto biraz soprano Vokali en derinde... Uykusuz gecelerin o kaousu Görmez gözlerimin yankısız kabusları İçinde ve nöbette Hatta uzağımda ya da dibimde. Her duygu insana mahsusu; Aşk belki de en vakuru Dokunulmazlığın nezdinde Yarınlar sancılı Ve dünde saklı o ilk yarısı... Vukuatların türevi öfkemin Yürek burkan tınısı Sildim çoktan ilk harfi Baştan yazdım ismimi: Yeter ki kal, Bundan sonra dilim lal. |
Her şey ilham olur Gülüm Kızıma.
Şiir olur böyle satırlarda.
Kutluyorum Kızım.