ÇAKIL ÖYKÜLER
Ne zaman ki
yorgun gözlerimin kirpik ucunda yağmur olsa düşmeye hazır acılar doğururdu gökyüzüm dinmesini beklerken yağmurun toprağın huzur kokusunu beklerdim ıslanırken sessizliğim dünyanın etek ucunu tutuşturan ateş esmer çocukluğumun düşlerini de yakardı renkli balonlarıma bağladığım tebessümlerim ellerimden kayıp uçarken asılı kalırdı bulutlarda sevinçlerim kara kışa uyurken mevsimlerim bırakırdım çocuk masumluğumu hoyrat rüzgârlara oyun zannederken hayatı gelirdi sevdiklerimin terk ediş saati umut türkülerimin ezgilerinde dağılırdı hüzün geçidi yüzü kir pas gecelerden uyanırdım yorgun sabahlarıma olmayan güneşime aralardım perdeleri güneşim gündüze küseli prangalı bir mahkumdu gökyüzüm ürkek yüreğimin güvercin kanadı siyahın en ahenkli tarafından yaralanırdı oysa renklerle kabuk bağlamış kalabalık sevinçler özlemiştim sürekli dağınıktı yalnızlığım yinede küçük çakıl öykülerim vardı artık her şey daha ıslak daha nemli gözlerimde yağmur iklimde kuraklık boşluğun resmini çizdiğimden beridir alfabenin en saklı yerinde ismim... MELTEM KINIC Şiirime sesiyle hayat veren Ahmet Ormancı hocama en kalbi teşekkürlerimle.. |