EY ACI
Soracaklarım vede diyeceklerim var sana
Bunca zaman sustun bari şimdi dinle ve cevapla Nedir bana senelerdir bitmeyen bu kinin ne istiyorsun benden ey acı Ne bıraktın ki o saf yüreğimden geriye Ne istiyorsun benden ey acı Kimi zaman anı oluyorsun bırakmıyorsun yakamı Kimi zaman ise kurduğum cümlelerin israfı Attığım her adım mı sana çıkıyor be acı Ben senden öylesine dolu dizgin kaçarken, attığım her adım mı sana çıkıyor, ey acı Sana öylesine mi tiryakiyim ben Yoksa sen mi ayrılamıyorsun peşimden Yeri geliyor kalemimden damlayan mürekkep oluveriyorsun Yeri geliyor boğazımda düğümlenmiş birkaç kelime Kimi zaman lambası bozulmuş sokağın karanlığı oluveriyorsun Kimi zaman güneşi hapseden karabulut Fakat ne olursan ol ben neredeysem oradasın Yahut sen neredeysen ben oraya geliyorumdur, kimbilir? Ama yollarımız ne hikmetse hep kesişiveriyor be acı Ne zaman mutluluğa giden bir otobüse binsem çıkmaz sokağım oluveriyorsun be acı Ne zaman yeşil vadilere bilet kestirecek olsam tüm seferler senin çölüne çıkıyor be acı Aslında ben senin tiryakin falan değilim Aslında ey acı ben senin prangalar vurulmuş esirinim Yeter be acı yeter artık bıkmadın mı benden Hem artık bak alışmaya da başladım Bak eskisi gibi darbelerinle acımıyor canım Bak vurduğun darbe yerleri nasır tuttu artık Vurduğunda acımıyor eskisi gibi Niye hala kendini zorluyorsun be acı, bıraksana artık beni Kabuğumdan her çıktığımda balyoz gibi inme artık beynime Geceleri sağnak sağnak yağma artık üzerime Tıkırdatma gönlümün penceresini damla damla Üşütme artık beni ağustos sıcağında Uyuz bir kedi gibi titretme sokak başlarında Bırak artık bırak yakamı Sınama artık sabrımı Terket artık bu bedeni Ey aşk, yani ey acı Murat büyük |