BAYKUŞLAR SUSKUN
Ah ah nasıl anlatsam ki aşkın hitabını,
Baykuşlar suskun iken, güle bülbül dillenmiş. Hangi şair yazmış ki bu aşkın kitabını, Bakın Mecnun Kerem’e, bunlar aşktan dellenmiş. Koca taşın altına,küçük kalbler girince, Sevgiyle filizlenip, budaklanıp dallanır Salkım salkım gözlerin, umutları verince, Ne hayâller ne düşler,şarap gibi yıllanır. Ferhat yaslansın diye dağları direk vermiş, Kör kazmayla sırtına vurup kazmak mı lazım? ALLAH sev kulum diye her kula yürek vermiş, Seviyorum deyince o na kızmak mı lazım? Bilmem ben neredeydim, yürü ey kulum derken, Yürürken kaldırım da, düz yoldan sapıyorum. Çürütmüşüm sağ yanı, ağrıyor solum derken, Kör olası resmini, ağlayıp öpüyorum. Ne önce, ne sonrası, aşkın masalı bitmez, Gönül kapımı açtım, gir içeri gez diye. Aşkıma tarih yazsan, bundan sonra fark etmez, Bu canı toprak ettim, bas üstüne ez diye. Gündüzlerim yas tutar, karanlığa bürünür, Hiç yoktan hâl hatrımı, sorup giden sağolsun. Yürü desem yürümez, ayaklarım sürünür, Mezarıma bir selam , verip giden sağolsun. HARUN YILDIRIM |
Hiç yoktan hâl hatrımı, sorup giden sağolsun.
Yürü desem yürümez, ayaklarım sürünür,
Namazım da bir selam , verip giden sağolsun.
Kaleminiz daim olsun Harun bey saygılar sunarım.